21 Nisan 2012 Cumartesi

Sor bana pişman mıyım?..

Uzun bir süredir yazmak istemedim Blog. Kendimi konuşarak anlatmak istedim dünyaya. Dedim ki kelimeleri kullanmamalıyım bir süre. Olmadı... Yapamadım ve tekrar yazıyorum sana. Ne çok özlemişim, seni ve böyle içimdeki büyük; dışımdaki küçük dünyamdan sıyrılıp sana kelimelerimle sarılmayı... Nasılsın görüşmeyeli? Sen de beni özledin mi peki?

Nasılım diye sormamalısın aslında. Sen de hissediyorsun nasıl olduğumu eminim. Diyorsundur "bu çocuk ya aşık oldu, ya dostunu kaybetti, ya da çok bunalıma girdi; o yüzden şimdi bana döndü".. Hımm belki haklı olabilirsin bir nebze. Yine üzgünüm haksızsın, diyebilecek kadar net tahminler değil.

Bir süre yalnız kalmak istedim blog. Yalnız, kendimce... Sonra gördüm ki hayatımda hep geleceğimi dert ederek geçiriyormuşum günlerimi. Geçmişimi eşeleyerek zedeliyormuşum hep yaşadığım günleri. Ve farkettim, ben aslında günlerimi dolu dolu geçirdiğimde ertesi günün sabahına çok huzurlu uyanıyorum...

Şu günlerde kalbim, ruhum ve beynim çok farklı yerdeler. Nasıl hareket etmeliyim bilemiyorum. Aslında umut denen kavramı iliklerime kadar hissediyorum son günlerde; ama yorgunluğum izin vermiyor hissetmeme. Yine de bahar geliyor, artık gözlerimi daha az açıyorum, güneş vuruyor gülümsediğimde ufak tefek de olsa yanaklarımdaki gamzelerime. Bunlar hayat umutlarım işte...

Geçen Pazartesi vize haftasına giriş yaptık. Benim 2 dersimin sınavı da aynı gündü. Hemencecik bitti benim için sınavlar ve ben yine çalışamadım istediğim gibi. Nedir bu odaklanamama sorunum anlamış değilim. Yapmam gereken şeyler var; ama kendimi o şeylere başlamak için hazır hissetmiyorum. Sanırım yarın farklı bir Cumartesi olacak. Ve ben Pazar'ımı güzel geçirmek istiyorum...

Son 3 gündür arkadaş-dost adı altında tamamen yanlış tanımaya yönelik problemler yaşadım. Dünkü bitirişlerim ve bugüne çoktan unutmuş oluşum kadar güçlü müyüm acaba diğer konularda diye düşündüm durdum. Ve dedim ki ben kalbimde bitirince beynim buna uymak zorunda kalıyor. Eğer kalbimde bitiremiyorsam, yine beynimin kontrolünde olmuyor hayatım. O yüzden bilinçaltımda hep bir kalbimi davranışlarımın yönlendirmesinde bastırılmış olmaya zorlamak var. O yüzden bitirişlerimde ilk önce kalbimde bitirmeye çalışıyorum. Tıpkı geçtiğimiz günlerde eski dost-arkadaş adı altındaki insanlarla bitirdiğim gibi. Bu konuda pek bir şey yazmak istemiyorum. Çünkü o kadar kırgın ve üzgünüm gibi, benim öyle arkadaşlarım yok, diyebiliyorum...

Böyle işte Blog. Bahar gelemedi gitti bir türlü. Güneş var; ama ısıtmıyor. Benim içimde renk var; ama...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder