28 Ağustos 2012 Salı

Bekliyorum

1-2 aydır sürekli bir sakinlik yakalayıp Amélie'yi izlemek istiyordum. Dün geceye kadar her şey güzeldi; ama sanki bir anda elektriklerim kesilmiş gibi bütün ruh halim çöküşlere geçti. Sebebini hala daha bilmiyorum. Belki içime attığım şeyler patlak vermiştir. Bilemedim Blog...

Son yazdığım yazıların çoğunu sildim sende. Özür dilerim. Silmemeliydim belki de; ama durmalarını istemedim. Bazen sana dönüp yaşadıklarımı okuyorum, tekrar yaşarmışçasına. Canımı daha fazla yakmasın diye sildim belki de. Bilmiyorum.

Sildiğim şeylerde hep hüzün vardı, hep paylaşım, sevgi, nefret vardı. Biliyorsun Blog. Uzun bir süre kendimi uzak tuttum insanlardan, yalanlarından, yarım kalan sevgilerinden. Hatta umudum neredeyse tükenmişti. Çünkü beklemiyordum. Ve o şekilde de devam ederdim uzunca bir süre. Sonrasını biliyorsun, birileri geldi hayatıma. Eh hoş da geldiler. Başlarda benim de kararsızlıklarım oldu; ama zamanla bağlandım, hayallerime, söylediklerine, paylaştıklarıma güvendim. Adım attım. Bir süre sonra koştuğumu fark ettim. Meğer ben koşarken bitmiş her şey.

Her şey iyiydi, güzeldi, açıktı... En azından ben hep gerçekçi olmaya çalıştım. Tüm olabilecekleri söyledim. Sanırım hatam buydu. Yanlış anlaşıldım. Geçici bir şey arıyormuşum gibi gözüktüm. Bir dostum öyle söyledi. Haklı sanırım. Zaten hep bu açıksözlülüğüm ya da dürüstlüğüm ya da aklımdaki her şeyi söylediğim için çekiyorum. Tutamıyorum içimde ne yapabilirim ki. Tek hatalı ben değildim Blog. İki taraf da az ya da çok hatalıydı. Bitmesini istemediğimi sen de biliyorsun. Tek üzüldüğüm hala kaldıramıyor oluşum Blog. Karşımdaki bitirseydi aramızdaki şeyi; en kötü hayata küserdim, üzülürdüm fazlaca, sonra durulurdum; ama hiç kimse bir şey bitirmedi. Yaşanan git-geller, bir anda anlamsız soğumalar, sonra bana söylenen "ben seni sevgilim olarak değil; arkadaşım olarak seviyorum, öyle kal" sözleri... Bunlar ağır şeyler, daha önce yaşamadığım şeyler. Olmaması gereken şeyler. Hani ben böyle düşünseydim; yine karşımdaki insanı düşünürdüm. Hani madem sevmiyorsun kalbinle, o zaman de ki biz ayrılalım. Ben de eyvallah der giderdim. Zaten bitmiş bir şeyin peşinde koşamam ki ben. Ama böyle olmadı ve ben şu anda hala bunu kaldıramıyorum. Evet, bitirip, silip, giden ben oldum. Kötü söz söylemediğim halde yığınla hakareti ben duydum. Yine de içimden atamadım bu olup bitenleri.

İşin bir de başka boyutu var Blog. Az biraz umudum vardı insanlara karşı. Hani kendimi uzak tutarken bir nebze de bu azalan umudumu korumaktı niyetim. Şimdi paramparça her şey. Birileri geçiyor hayatımdan, birileri ilgi duyuyor; ama bırakamıyorum kendimi kimsenin duygularına. Çünkü olan umudumu da harcamış oldum son yaşadıklarımla. Bu saatten sonra onca lafı kaldıramayan bir bünyeyle nasıl hareket edebilirim bilmiyorum. Yine de susuyorum. Ve bekliyorum.

Eskisinden de yorgun bir şekilde...