8 Aralık 2012 Cumartesi

Kendime Yönelik

Aşk neydi?

Tanımlayamazdık aşkı. O an bilemezdik ne yaşadığımızı. Tutkumuz, dokunuşlarımız çok başkaydı. O an aslında aşıktım... Aşkı kabullenişten sonra ondan uzakta geçirdiğim her saniyeyi boşa yaşıyormuşum gibi hissediyordum. Korkuyordum zamanın bir anda akıp gitmesinden. Ağlıyordum; ama göz yaşlarım mesafeleri örtmüyordu. Adına aşk koymuştum; ama ancak ayrılışımın üstünden 2 sene geçtikten sonra... Dedim ya o anda anlayamazdık. Daha doğrusu; anlayamazdım...

Şimdi sayısız yeniliğin yaşandığı koca üç, gerçek anlamda yalnız geçirilen, senenin ardından, hala daha aynı hisleri bana yaşatmamış birinin yokluğunu çekiyorum. Aslında, çekiyordum. 4 gün öncesine kadar... Ağlıyordum içimden, neden yalnız, mutsuz, kimsesiz olduğum için.

4 gün önce, bir geceden sabaha kadar ki uyanışımdı aslında gerçek anlamda dirilişim. Kendime katı kurallar koymadım öncekiler gibi. Tek yaptığım "geçmişimdeki herkesi birer anı olarak saklamak" oldu kalbim yerine beynimde. Daha önce kalbime dokunan kimsenin ne yaptığını, ne içtiğini, kimlerle sohbet ettiğini; ne yapacaklarını, nereye gideceklerini, artık merak etmiyorum. Umursamıyorum ya da şu anda bilmiyorum doğru tanımın ne olduğunu. Sadece hissetmiyorum...

4 gün öncesine kadardı tüm umutla bekleyişlerim. Sanki eski sevgili'lerden biri çıkıp gelse, bir mesaj, bir arama, bir Facebook dürtmesi bile olsa, her şeye tekrar dönecekmiş gibiydi yüreğim. Kıyamamıştım çünkü. Sildim desem de aslında beynimdekiydi tüm temizleyişlerim. Kalbimdeki kırıntıları, çok ufak da olsa, dirilmeye yetecek kadardı her yalnızlık çektiğimde. Ta ki bir geceyi, sabaha kadar düşünmemle geçirerek karar verdim yok olmalarına.

Bazen kendime kızıyorum, her şeyi bu kadar hatırlamak zorunda mıyım, diye kendime öfkeleniyorum. Bu kadar duygusal olmak zorunda mıyım diye savaş veriyorum mantığımla. Sonra susuyorum ve beni ben yapan şeylerle savaşmaktan vazgeçiyorum. Kendimi en güzel halimle bırakıyorum; çünkü farkımı bu şekilde belli ediyorum karşımdakilere.

Şimdi 4 günün verdiği temiz bir kalple yazıyorum cümlelerimi. Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyen biri olarak yazıyorum. Aslında çoğu zaman önemsemiyordum; o eski sevgili'ler diye tanımladıklarım haricinde. Artık onların da ne düşündüğünü umursamıyorum.

Kendimi dinliyorum. Bedenimi dinliyorum. 8 gündür yaptığım diyetle, okuduğum kitapla, dinlediğim müziklerle, izlediğim filmlerle ödüllendiriyorum sakinliğimi. Önemsemiyorum başkasının benim hakkımdaki eleştirilerini. Ve kafamdaki yığınla insan konuşmasını tutmaya çalışıyorum. Çünkü bazen karşıma tanımadığım insanlar çıkıyor. Artık öyle ki konuşmaya başladıkları "merhaba" deme şekillerinden bile çözer oldum o kişilerin doğru insan olup olmadıklarını.

Belki dışarıdan sürekli yakınan, kötü durumda biri olarak gözüküyor olabilirim; kötümser halim yüzünden. Fakat beni benden daha iyi bilen yoktur. Yani ben de farkındayım değerimin ne boyutta olduğunun. Yine de susuşlarım kötümser hallerimin lehinedir.

Şimdi Aşk Neydi? 

Aşk, kendime olan sevgiydi. Şimdi büyük bir tutkuyla aşığım kendime.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder