25 Haziran 2016 Cumartesi

Naftalin Kokan Blog

Sanırım sorgulama yeteneğimi kaybettim biraz Blog. Sanki daha çok geleni ya tamamen kabul eder oldum ya da içim ufacık da olsa ısınmadığında tümden reddeder oldum. İnsanların bana olan sevgilerini de sorgulayamıyorum artık. Hatta öyle ki insanlardan nefret etmeye başladım tekrar. Geçtiğimiz günlerde hemcinslerimden nefret ediyordum mesela. Kendimi birçok konuda iyi gördüğüm için de olabilir ya da başka sebeplerden dolayı da olabilir. İnsan olmak bence birçok şeyi gerektiriyor. Keşke o sıfatı her düşünebilen iki ayaklıya vermeseydi Allah. Çünkü biz ne kadar insan gibi görmesek de dışarıda epey "insan" görünümlü "tuhaf yaratıklar" var.

Diyarbakır'dan döndüm perşembe günü. Yani oranın kuru kavurucu sıcağının aslında benim için galiba daha iyi olduğunu, Gebze'de 1 gece ve 1 gündüz geçirince daha iyi anladım. Çünkü NEMDEN NEFRET EDİYORUM. Şu anda Mudurnu civarındaki Sarot Termal Kaplıcaları'nda olan devre mülkümüze geçtik. Burası tabii ki Gebze'den daha iyi. Nemli ama yine de iyi. Hatta şu anda bizimkiler topluca dışarı çıktılar. Ben de kafamı dinliyorum. Hazır fırsat bulmuşken de sana yazayım dedim Blog.

Eski yazılarıma, eski yaşadıklarıma, eski fotoğraflarıma bakınca burnuma naftalin kokusu geliyor sanki. Gelmiyor da, işte. Cesaretimi son demlerine kadar kullandığımı görüyorum. Çünkü Diyarbakır'dan buraya gelene kadar gözlemlediğim insanlar, şehirler, hayatlar... beni duygusal anlamda yordu diyebilirim. Diyarbakır'daki insanlar ve onların yaşam şekilleri, oradayken bulunduğum semt ile Sur arasında bile epey uçurum yaşarken; uçaktan inmemle yaşadığım başka bir uçurumu da gösterdi bana. Her türden insanın olduğu İstanbul. Elini sallasan 5 türden insana çarpar her bir parmağın. Bu durum beni rahatsız etmiyor. Beni düşündüren kısmı benim nasıl bir konumda olduğum bu topluluk içinde.

Klasik dertlerime girmeyeceğim Blog. Konuşmamaya çalışıyorum çünkü. Buradan çarşamba günü ayrılacağız galiba. Ankara'nın yine kendine uzak ama buraya yakın ilçesinde kaldığım yerden devam edeceğim. Açılmayan kapıları, geciken mucizeleri, artık gerçekleşmesi gereken hayalleri bekleyeceğim. Şundan emin olmalısın ki Blog, hayatım ani bir kararla intihar etmek ile kendimi süper ötesi kandırarak yaşamaya devam etmek arasında gidip geliyor son 5 aydır.

Illustrations are belong to Fernando Cobelo.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder