25 Şubat 2018 Pazar

Kakaolu Sade Karışık Kek Tarifi

Dün canım nedense kek çekti. Böyle arada canım kek çekiyor. İnsanım ya hani, çekiyor... Annem de sağ olsun, hiç bulaşmaz böyle şeylere, eğer misafir falan gelmiyorsa. Ben de biraz becerikliyimdir, söylemesi ayıp. Neden söylüyorum o zaman değil mi? Kek yaptım. Ama bu tarz bir keki ilk kez denedim.

Önceden kek konusunda deneyimlerim oldu tabi ki. Bir keresinde havuçlu cevizli kek yapmıştım. Çok deneyimsizdim. Yani en basitinden bir kekin kabarmasını istiyorsak içine yoğurt; kabarmamasını istiyorsak çok fazla, süt koymamız gerektiğini bile bilmiyordum. Hatta un, kabartma tozu ve vanilyayı eklerken güzelce havalanması için elekten elememiz gerektiğini, sıvı karışıma ekledikten sonra da tahta kaşıkla karıştırmamız gerektiğini bilmiyorum. Metal değmemesi önemli o anda mesela.

Bir ara kakaolu pudingli keke tav olmuştum, onu yapıyordum sürekli. Bu sefer de, böyle içinden kakao sürprizli sade bir kek yapayım dedim. Ve bulduğum bir tarife bir şey ekleyip kekimi yaptım. Gayet de güzel oldu. ellerime sağlık diyerekten tarifi not düşeyim şuraya, ilerde lazım olur:

Malzemeler:
  • 3 adet yumurta
  • 1.5 su bardağı toz şeker
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 3 su bardağı un
  • 1.5 paket kabartma tozu
  • 2 yemek kaşığı kakao tozu ve 1 yemek kaşığı süt
  • İsteğe göre 1 paket vanilya ve 1 portakal kabuğunun rendelenmiş hali

Yapılışı:

Öncelikle tüm malzemeler oda sıcaklığında olmak zorunda. Bir kabın içinde 3 yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar çırpıyoruz. Sıvı yağ, süt ve yoğurdu ekleyip 1 dakika kadar daha çırpıyoruz güzelce karışana kadar. Daha sonra ayrı bir kapta elekten geçirdiğimiz unu, kabartma tozunu ve dilerseniz bir paket vanilyayı sıvı karışıma ekliyoruz ve bir tahta kaşık yardımıyla topaklıkları gidene kadar karıştırıyoruz. Hazırlanan bu karışımı ikiye bölüp bir tanesine isteğe göre portakal kabuğu rendesi, diğerine de 2 yemek kaşığı kakao tozunu ve 1 yemek kaşığı süt ekliyoruz. Ayrı ayrı karıştırdığımız bu karışımları önceden yağladığımız kek kalıbına önce sadesini sonra kakaolu olanı olmak üzere döküyoruz. Ve önceden 150 derecede ısıttığımız fırınımıza koyup yaklaşık 45 dakika pişiriyoruz. Bir ara kürdanla kontrol edebiliriz içinin pişip pişmediğini; ama 45 dakika yeterli oluyor hemen hemen her fanlı ayarlı fırın için. Fırından çıkartınca kalıpta soğumasını bekliyoruz, daha sonra servis yapılabilir. Afiyet olsun. Bu da dilimlenmiş hali kekimin:

17 Şubat 2018 Cumartesi

Arif'in Soyu Sopu


Helllooooğğğ!

Böyle giriş yapınca sempatik mi olunuyor sevgili Youtuberlar? Hayır, benim ihtiyacım yok sempatik olmaya da merak ettim. Şahsen bir erkek için bile bazen fazla sempatik olabiliyorum. Hiç olmamaktan iyidir yine de.

Son günlerde bir herkes devletimizin yeni elektronik hizmeti sayesinde soy ağacına ulaşmaya çalışıyor. İlk günlerde ne yazık ki sistemi kitleyecek boyuta geldiğinden, geçici olarak kapattılar tabi. Sonra açıldı. Ben de sonra bakarım demiştim ki sonra baktım ve soyuma ulaştım.

VEEEE!..

Tabi ki halis mulis Türküm. Zaten ne mutlu Türküm diyebilene. Öeh. Burada biraz dalga geçtim bazı insanlarla, yok efendim kimileri aşırı milliyetçiymiş de geçmişinde Rus/Ermeni falan filan varmış da... Amaaan! Ama yine de şuna sevindim, baba tarafımda hep aynı yerde kalmışlar, isimler tuhaf değil; anne tarafım da aynı yerde kalmışlar aynı şekilde. Yani baba tarafımdan Erzurum, anne tarafımdan da Kars olarak gözüküyorum. Doğulu deyince insanlar esmer birilerini bekliyor genelde; ben de kısmen "acaba geçmişte araya sarı birileri mi karıştı" diye düşünürdüm aynaya bakınca. "Böyle kumral ve ela gözlü olmak nereden geliyor güzelim(!)" diyordum aynada kendime. Oluyormuş. Bilemedim.

Teknolojik anlamda şişmiş durumdayım son zamanlarda. Çünkü 4.5 yılı geçen ayfonumun bataryasının şiştiğini fark ettim. Bildiğin şişmiş ve ekranı kaldırmış biraz. Yarın birgün patlar mı Allah korusun ama? Tırsıyorum kısmen, çoğu zaman da boş ver diyorum kendime. Şimdi eğer telefonumu bir yere verirsem batarya değişimi için, korkuyorum diğer tüketiciler gibi şikayetlere sahip olurum diye. Apple da bu modele bakmıyor sanırım, baksa da bilmem kaç ₺ ister ki daha fazla masraf yapmak istemiyorum bu telefona. Şimdilik zaten kullanmamı gerektiren bir hayatım da söz konusu değil.

2018 için olan "en fazla kitap okuduğum sene" hedefimde 6. kitabımı bitirmiş ve 7. kitabıma başlamış bulunmaktayım. Yerdeniz serisini okuyorum. 2. kitabındayım ve çok değişik bir havada ilerliyor ikinci kitapta. İlk kitap güzeldi. Ben 2. kitabı da 1.'nin kaldığı yerden devamı olur diye düşünmüştüm, ama okuduğum üzere biraz farklı ilerliyor olaylar. Aynı karakterler henüz yok okuduğum kısma kadar olan yerlerde. Bakalım neler olacak ilerleyen dönemlerde. Biraz gidip kitabımı okumaya devam edeceğim.

Bahsetmek istemezdim; ama 14 Şubat denen bir tarih var. Her ne kadar bahsedince, belli bir kesim tarafından "kapitalist gün" olarak adlandırılsa da, ben aslında o günden bahsedip asıl mevzuya dem vurmak istiyorum her sefer: Çünkü yalnızım Blog. Sevgili olarak değil de, biraz "sevgi" olarak yalnızım. Allah daha iyi etsin diyorum her duamda.

3 Şubat 2018 Cumartesi

Mevsimler Karıştı



Şubat ayındayız Blog. Ben epeydir yazamadım sana, sözde yazacaktım; ama fırsat olmadı. Daha doğrusu yazmamaya o kadar alışmışım ki bir anda o harekete geçemedim galiba. O arada değişik şeyler oldu. Şu iki ayda satın aldığım kitap sayısı biraz fazla oldu mesela. "En çok kitap okuduğum sene" diyebilmek için bir hedef koymuştum kendime. O hedef için de bulduğum romanı koltuğumun altına alıveriyorum. Ama epeydir beklediğim bir romanı iyi bir indirime denk getirip aldım. Romanlar desem daha doğru. Zira 6 tane romanı tek bir kitaba toplamışlar. Evet, Yerdeniz serisi. Beni 1-2 ay götüreceğini düşünüyorum en az. Daha ne olsun?

Benim 4.5 yıllık ayfoncuğumun güç adaptörü ömrünü doldurdu Blog. Bir anda şoke olmuştum. Şöyle bir nette dolandım alayım diye; ama yani fiyatlara bakınca cıks, değmez dedim. Aliexpress'den bazı güvendiğim markalara baktım; onlar da 40-50₺'ye geliyordu. Sonra evdeki başka kaliteli ve orijinal bir güç adaptörünün değerlerini kontrol edip onu kullanmaya karar verdim. Zira ömrünü doldurmuş bir telefona yatırım yapmak istemiyorum Blog. Çünkü kafamın arkasında "onun yerine kitap al Arif" diye bir ses yükseliyor.

Geçen günlerde yalnızlığım depreşti. Her ne kadar haddinden fazla alışmış olsam da, şöyle bir dürttü beni. Sonra göz ucuyla bir ortama bakındım ve tekrar içime kapandım. Eksik kalsın Arif dedim. Ne diyeyim ki başka?

Geçenlerde Gebze'ye gittik. Burger ihtiyacımı bir süreliğine gidermiş oldum. Zaten 6-7 ay sonra temelli taşınıyoruz buradan. Ben daha öncesinde de gidebilirim. Bilemeyiz. 😀

Arada Youtube'da karşıma çıkan ve eskisinden daha da fazla karşıma çıkan insan türlerini görür oldum. Mübarek herkes kameranın karşısına geçip gerekli gereksiz her şeyi videoya alıp paylaşır oldular. Yüzde 98 tek sebep ise para. Kolay kazanıyorlar, Google güzel ödüyor onlara. Arada gerçekten yararlı ve bilgi dolu videolar kaynıyor. En çok onlara üzülüyorum. Özetle biraz Youtube çöplüğe dönmeye başladı Blog. Çok şükür sen hala temizsin. En azından olabildiğince temizsin. 💜

Şu sıralar bir de sodaya taktım ben. Bulduğum fırsatta içiyorum. O niyeyse, anlamadım. Mineral eksikliğim mi var demek istiyor vücudum acaba? 😁

Hepsi bir yana, buraya kar yağmadı Blog. Resmen kış mevsimini pas geçti atmosfer. Bu da yaz mevsiminde beni cehennemlik günler bekliyor demek. Dünkü cuma namazında hoca kar duası yaptırdı. O da yani 30cm kar bekliyor. Çok isteyeyim az gelse de olur mantığında mı bilemedim, ama 5cm kar tutsa da razıyım ki ben... 😂