24 Eylül 2009 Perşembe

Turkiye!

Tamam, biliyorum, "kurkcu dukkani"ndayim. Mecburdum, kalamadim, yapamadim; gucum de yetmedi, param da yetmedi Amerika'da kalmaya. Yetmedi iste... New York'da ikinci gunde skildim. Zaten 4-5 gune kalmadi ucagima atlayip; geldim Turkiye'ye... Geldim iste! Buradayim... Kapatmak istiyorum bu Amerika mevzusunu. Yapmam lazim, bir sekilde kapatmaliyim; ordan aldigim maddi manevi seyler yanima kar kalmali ve kapatmaliyim Amerika mevzusunu. Atmaliyim hayallerimi hizla akan bir nehre, yokolup gitsinler diye. Gercekten bunu yapmali miyim? Bunu yaparsam kendime ve digerlerine haksizlik etmis olmaz miyim?.. Dun gece uyuyamadim. Belki saat farkinin etkisinden dolayidir, bilemem... Ama gece boyunca dusundum. Sadece dusundum, guzel, tatli hayaller kurdum, sonlari kotu biten... Uzun zaman olmustu guzel hayaller kurmayali. Haliyle unuttum hayal kurmayi da. Sonlari da kotu bitti o yuzden dun gece.

Kendimi cok yoruyorum bu dusuncelerle. Dusunmesem, biliyorum kendimi, pes edecegim her seyden, birakacagim bir kenara hic olmamis gibi. Bunu istemiyorum. Hep aklimda olmali ki hedeflerime giden yoldan ayrilmayayim! Kafam cok karisik...

Istanbul'a indim, dayim aldi beni havalimanindan. Daha sonra anneannemlere gectik, annemgil, teyzemler, kuzenler vs. geldiler, soyle bir bayramlastik, daha sonra dusunlerim soruldu Amerika ile ilgili... Sonra ablamlara gectik, ve ertesi gun de Ankara'ya dondum. Bu haftasonu ise Isparta'ya dogru yol alacagim, okulum icin... Sanirim okula baslamamla birlikte normal Turkiye kosullarina alisip; hayallerime bir sureligine ara verecegim.

Bilmiyorum hangisi daha hayirli. Bilmiyorum hangisi beni daha cok mutlu edecek... Tek bildigim, bir seye tutunma istegimin su siralar asiri yuksek dozda olusudur. Yardim bekliyorum Allah'tan... Hos, boyle de ne yardim gelir ya...

Simdi filmi basa sariyoruz:

--------------------------------

Oley! Turkiye'yi ne de cok ozlemisim! Okuluma da basliyorum! Ve artik Amerika'da yasamis biriyim! Ingilizcem hayatimdaki en iyi seviyeye geldi! CV'im icin epey bir malzemem var artik!..

--------------------------------

Film bu sekilde de devam edebilirdi. Keske etseydi diyorum bazen; ama kiyamiyorum yasadiklarima... Boyle diyenler ne kadar sanslilar aslinda. Onlari Amerika'ya baglayan dusunceleri yok ne guzel. Bir yandan da film su sekilde devam ediyor:

--------------------------------

Ne yapip edip Amerika'ya geri donmeliyim! Daha cok calisip ders notlarimi yuksek tutmaliyim! Basarili bir insan olmaliyim ki Amerika'ya donmem daha kolay hale gelsin! Evet, bunu basaracagim!

--------------------------------

Her iki tarafta da mutlu bir son var aslinda. Tek mesele bardaga surekli dolu tarafindan bakmak. Bunu yapabilcek gucum de var aslinda. Yapabilirim aslinda?.. Evet, evet...

Bunlarin disinda, okula donuyor olmama iliskin fazla bir heyecan yok. Zaten 3. sinif dersleri haddinden fazla zor. Bunlarin yaninda Litvanya icin vize almaya calisacagim, ikinci donem Erasmus programi icin... Himm, ve gelecege dair epeyce bir arastirma beni bekliyor.

Artik fark-li-yim!

Not: blogger yazi yazma bolumundeki arac cubugunu degistirmis. Daha modern olmus bence. Ohom...

20 Eylül 2009 Pazar

Amerika'da Son Gun!


Ucuncu gunun gecesinde de o gun yasadiklarimi anlatmak isterdim; ama hem otele gec dondum hem de sabaha karsi ancak yatmaya hazir hale gelebildigim icin, vakit olmadi bilgisayarimi acip; o gunku "Arif"i anlatmaya...

Ucuncu gunumde neler yaptim; neler yapmadim ki... Yine verdim kendimi Times Square'e ordan ilk gun katildigimiz turumuzla gezmeye basladik. Gezdik, gezdik; sira Empire State binasina cikmaya geldi. Giris $20. Alacagim zevk en fazla 50 cents. Bakin, siz belki zevk alabilirsiniz, New York'un en yuksek binasina cikip; tum NYC gokdelenlerine ayni anda bakarak. Benim icin zaten Amerika, ilk New York turunda bitmis idi. Yani sklmistim. Ne yapabilirim, cikmadim. Ve diger arkadaslarim ciktilar, hic de pisman degilim, sonuc olarak. Ben de onun yerine, yol boyunca magazalari gezdim, bir adet cuzdan, bir adet de gunluk icin hos bir defter aldim. Ve o filmlerde eksik olmayan New York Public Library'e gittim. Icine girmedim; ama onunde cektirdigim resim ve etrafinda dolasmis olmanin verdigi mutluluk ile Empire State'e nazaran daha fazla zevk aldim. Daha sonra da gunduz katildigimiz tura es olarak bir de gece turuna katildik. Inanilmaz harika idi. NYC'nin hemen hemen onemli her yerini, ki buna midtown, up town ve downtown katilmakta, ustu acik tur otobusunde gezdik. Ve her yer isil isildi. Ozellikle Brooklyn Koprusu'nun ordan gecip, Brooklyn'i dolasmak harikaydi. Bu sekilde de son kez New York sokaklarinda gunduz ve gece olarak dolasmis oldum.

Dorduncu gunde ise evdeydim, gitme hazirliklari ufaktan baslamis, hafiften benim gozler dolmus, oyle gec kalmis bir sabah ruh halim vardi... Gitmek istemiyordum, Virginia Beach'de iken. Simdi istiyor musun sorusuna, evet, hayir, bilmiyorum, olebilir miyim?, cevaplarini verebilirim. Su anda tek dusundugum ise, artik gercek hayatima donmek istegimdir. Donmeliyim, buralara ait degilim ben, evet belki buralarin insaniyim, yani burada mutlu olurum ben. Ama... Ama iste diger yandan ailem var, dort aya yakin gorememisligim var, ozlem var, lanet okulum var, eski hayatim var... Bunlar icin donmeliyim, mecbur oldugum icin, yapabilecek bir seyim olmadigi icin... Hala icimde umut var son gune dair; ama dayanamiyorum artik, yapamiyorum. Gitmek istiyorum o havalanina ve o salak ucaga binip hepsini bitirmek istiyorum hayallerimin... Hayatimin en harika ve en beni uzen 3 haftasini gecirdim. Dayanamiyorum artik.

Dorduncu gunun diger bir kisminda ise Jersey City'nin ufaktan "magazamsi" dukkanlarina gittim. Bir kot pantolon ve ona uygun bir de ust aldim. 41$ tuttu. Old Navy markalari bu arada. Daha sonra otele dondum ve bilgisayarimin basindayim. Yine ellerim titriyor, yine duygularimi kelimelere yukleyip; gecmise bir not birakiyorum... Yine aklima uzuldugum noktalar geliyor Work and Travel maceralarima ait.

Bu gece son New York'da, Amerika'da... Pazartesi gunu Turkiye'deyim; aklimda, gecmisimde, elimde, cebimde yiginla seyle geliyorum Turkiye'ye. Gonul isterdi ki buralarda kalayim, yalniz olayim, az parami kazanip; gecinip gideyim... Istemezdim muhendis olmayi, varsin olmasin hayatimda, ne onemi var ki ben mutsuz olduktan sonra...

Hoscakal Amerika ve hayatimin en guzel, en masum hayalleri...

Not: Dusundum de durumu bu kadar abartmayayim ben? Cok duygusal oldum su siralar. Abartiyorum cidden. Acik kapilarimi birakayim yine ben? Evet, birakayim.

Gorusmek uzere Amerika ve hayallerim...

;)

18 Eylül 2009 Cuma

New York'da Ikinci Gun


Ne diyebilirim, ikinci gunum New York'da ve bikmis durumdayim, artik boyle geri donmek istegim geliyor icimden, gitmek istemedigimi cok iyi bildigim halde... Kalabalik sehirleri sevmiyorum, bu kendimi iyice yalniz hissettigimden dolayi degil. Sadece cok cesit insan gormekle alakali... Istanbul bana bu sekilde gelirken, New York'u gorunce, Istanbul'un hos, guzel ve kucuk bir kultur sehri olduguna karar verdim. Aynen bu sekilde tarif edilebilir Istanbul! Tamam belki New York'da fazla vakit gecirmedim; ama Amerika'da gecirdigim dolu dolu 3 ay bana Amerika ile ilgili bircok seyi ogretmis oldu. Haliyle de New York'u, Turkiye'nin Istanbul'u olarak 'gercek anlamda' gormek, benim New York'dan bezmis oldugum anlamina geliyor, bana gore... Neden diye soracak olursaniz, bugun gordugum China Town'i, Ozgurluk Aniti'nin bulundugu adadaki 20'ye yakin Turk ogrenciyi ve gun icinde gordugum birbirinden farkli, bilmem kac, medeniyetten insanla, New York, taninmaz bir hale gelmis bulunmakta bana... Bu da benim icin, "New York = 6 yok 8 x Istanbul" demek oluyor!

Let's get out here, modundayim ozetle. Surda zaten Pazar gunu ucagim var Turkiye'ye dogru. Istemeyerek! Istemiyorum! Inatla istemiyorum, geri donmek zorunda oldugumu bile bile...

Her sey bir yana, o Amerikan filmlerinde gorup de 'acaba ben de gidebilecek miyim birgun' dedigim bircok yeri gordum. Ve bugun New York'da metroyu kullanmak gibi bir zorunlulukta bulunduk arkadaslarimla. Metro kavrami sifir New York'da! Asiri havasiz ve sicak olan yeralti sistemi, insani korku filmi senaryosu yazdirmaya itiyor! Metro desen zaten beter bir halde! Istanbul'un 'tren' lerinden bile kotu! Oyh! Binmeyin sakin!

Ozgurluk Aniti'ni yakindan gordugum icin sansliyim, cok sukur Allah'a!

- Sukretmeden de gecemiyoruz efendim... -

Brooklyn Koprusu'nu yureyerek de gectik. Resim de cektik en bolundan! Daha ne olsun? Manhattan kaldi yarina. Diger arkadaslarim Empire State binasina cikmak istiyor inatla, 20$ odeyip. Bense cikmak istemiyorum kendi inadimla, cunku zaten New York'dan 'yeter' modundayim, bir de 20$'imi odeyip; iki metre yukseklikten manzarayi gezmek istemem acikcasi. O yuzden yarin bir sureligine tek basima olacagim New York sokaklarinda.

- New Yorker oldum iyice ya hadi bakalim -

Gece New York'dan donerken bizim Jersey City'deki bakkalimiza girdik bir adet ekmek icin. Bir de ne gorelim, bakkal bildigin Cami olmus, arapca konusma sesleri geliyor hoparlorlerden, amcam Misirli, bakkalinda da Turk Baklavalari var. 7$ baklavanin kutusu, baklava demeye bin sahit istese de, amcamla verdik muhabbete... Direkt demez mi Baklava Yunanlilara ait! Oeh, Hoeh! Amca yavas! Tepkilerimizden sonra, siz Yunanlilari niye sevmiyorsunuz, diye sordu, ki Yunanlilarla ilgili bir sey demedik. Daha sonra ben Yunanlilari sevdigimizi, baklavanin da bizim kulturumuz oldugunu soyledim ki amcam pesine "zaten baklava ureticisi Turk firma" deyip bir guzel gulumsedi(!).

Geceyi orda gecirmeyi dusunmedigimiz icin, otel odamiza geri donduk. Daha sonra ben bilgisayarimi alip; kendi dunyama cekildim. Simdi de uyku alemine atilmak icin hazirim.

New Yorker.

17 Eylül 2009 Perşembe

New York'da Ilk Gun


Son 3 haftadir aglamaktan farkli bir hale girdim. Aglamamin bircok nedeni var aslinda... En basta gelenlerden bir tanesi Amerika'yi birakmak istemeyisimdir; ama 3 gun oncesine kadar Amerika'da gecirdigim 3 ayi askin sure zarfinda yasadigim sehir olan Virginia Beach'den ayrildim ve New York yollarina dustum...


2 gundur New York'dayim, merkezinde kalamadigim icin New Jersey'de bir hotelde kaliyorum, ben ve 9 arkadasim ile birlikte. Kaldigim yer New York'un merkezi diyebilecegim Time Square'e yakin ve bugun Time Square basta olmak uzere bircok yeri gezdik. Bir tura katildik aslinda, 48 saatlik bir biletimiz, New York'u gezdiren ve belli duraklarinda inip binebildigimiz ustu acik otobuslerimiz ve 54$ odemisligimiz var. Gayet mutluyuz, New York'u bu sekilde daha iyi geziyoruz. Tek sorunumuz yemek biraz pahaliya geliyor bize. Time Square'deki McDonald's'da da hamburger yedikten sonra heralde artik McDonald's konusunu kapatmis bulunuyorum hayatimda! 7$ cok degil bir Big Mac icin; cok olan kismi Virginia Beach'de 5$'a yeyip burda 2$ daha fazla oduyor olmamiz. Tabii yedigimiz bu McDonald's subesi hayatimdaki en 'manyak' McDonald's subesi oldugu icin yorumsuz kaliyorum bu 2$'lik fazlaliga.


Dunyanin kalbinin attigi yeri gordum bugun... Bence artik dunya fazla sigara icmese iyi olur; cunku dunyanin kalbi; benim oyle abartildigi kadar da ilgimi cekmedi. Oyle asiri ozgur hayatlar var sokaklarda, evet, yine de gayet rahat bir sekilde "bildigim New York iste!" diyebiliyorum; sanki onceden gelip kalmisim gibi... Sanirim Amerika'ya cok alistim ki bana fazla sasirtici gelmedi NYC. Tamam, belki yuksek binalari var, belki Time Square'deki Adidas subesinde 500$'a yakin t-shirtleri var, belki kopruleri cift katli olup; alt katindan metro hatti geciyor olabilir... Ben yine de oyle herkesin abarttigi kadar etkilenmedim New York'dan... Belki de kalabalik sehirleri sevmiyor olusumdandir...


Kaldigim otelin bulundugu New Jersey eyaletinin Jersey City'si bile daha cekici geliyor bana. Ozellikle kaldigim bolgeyi basmis olan sevgili(!) Hint, Ispanyol kokenli insanlar, cok garip ve bir o kadar da bizden biri gibiler. Bizden biri derken, aksanlari anlaminda tabiki...


Amerika bende cok sey birakti. Iyi anlamda hepsi, simdilik, cok sukur. Hani diyorum su son gunlerimde de Amerika'nin o film tadindaki macerali kisimlarini gormeden doneyim ulkeme; tek dilegim budur simdilik.


Bu son 2-3 haftadir oyle garip ve asiri umut dolu kararlar aldim. Artik farkettim ki Turkiye bana cok uzak bir yer. Su anlamda uzak, ben Turkiye'de kaldigim surece, yozlasmis kulturu ve insanlari yuzunden surekli mutsuz bir halde olacagim. Ve Amerika'nin her seyiyle memnun kaldim. Aylardir Turk yemeklerini ozlemis olsam da, ailemi ozlemis olsam da; elime ufacik bir ihtimal gecse burada kalirdim! Ve bir sekilde geri donmek icin ugrasmaya basladim simdiden. Bunu yapmaliyim; ne olursa olsun; basarmaliyim, hayatimin geri kalani icin en azindan...


Amerika'nin bana kattiklarini anlatmak icin kelimelerim yetmez sanirim. Gezip; gordugum seylerden daha fazla adeta. Ve bunlarin hepsinin meyvesini Turkiye'ye dondugumde toplayacagim eminim.


Su anda saat gecenin 2'si olmakla beraber; uyumam gerektigini hissediyorum. Ki yarin da Ozgurluk Aniti'ni gormeye gidiyoruz; yakindan... Sanirim Manhattan'a da geceriz yarin.


New York ve Ben.

3 Eylül 2009 Perşembe

Beklerken...

Umutsuz bir sekilde beklemek cok kotu. Hani beklediginiz sey icin bir umudunuz olsa daha cabuk gecer zaman, sonunda elde etme mutlulugunu yasama bilinciyle... Aksi halde hayat size zehir olur. Evet, olur, olabilir. Bu sizin bazi seyleri ne kadar onemsediginizle alakali.

Ya da cok sakin bir insansinizdir; boyle her seyi oluruna birakan turden. Surekli sakinsinizdir, olaylara tepkileriniz yok denecek kadar azdir, olumlu olumsuz...

Hah iste bu benim bahsettigim turden insan modeli. Diyordum ki Amerika beni bu hale getirir! Kocaman ulke, edindigim onlarca arkadasim var Amerikali... Bu iki faktor cok etkili oldu bu hale gelmemde. Nasil oldugunu soyle bir anlatayim; simdi 'kultur' denen faktoru benliginize isletebilmek icin, o kulturle bezenmis seylerle muhattap olmalisiniz. O kulturun insani ve yasam sekli gibi... Ben bunlari icten ice, derin bir sekilde yasadim; hala daha yasiyorum... Ve gordum ki:

* 1 dolarin degeri, gercekten cokmus.
* Amerikalilarin cogu dikkatsiz ve saf; ama uyanik olmaya calisinca basariyorlar.
* Cogu Amerikali ve Amerika`da uzun sure yasamis insanlar, asiri bir rahat ve dusuncelerini rahatca soyleyebilen insanlar, anladigim kadariyla...
* Sicak kanliliginizi onlara gosterirseniz, size normaldekinden daha samimi davranirlar, ki Amerikalilar zaten bir hayli samimi.

Ve bunun gibi Amerika ve Amerikalilarla ilgili edindigim bircok tecrubeyle birlikte ben de yavastan onlarin dusunce yapisina gecis yapmis bulunmaktayim. O kadar rahatim ki, biri beni sinirlendirecek bir sey soyleyince, soyledigi seyde hakli olmadigi halde soylese bile, icimden sinirlenmek yerine gulmek geliyor. "Bu ne sacmaliyor ya?" durumuna giriyorum... Rahatim artik dusunce konusunda.

Bekliyoruz efendim, az vakit kalmis bulunmakta Turkiye`m topraklarina ayak basmak icin. Gelmek istemedigimi onceden de soylemistim. Cok zor gelecek bana orada yasamak. Huyum mu nedir anlamiyorum, bana uyan bir ortam aramaktansa, bulundugum ortama uyum saglamaya calisiyorum, boyle her sey benden yana sorunsuz olsun, geriye de karsidaki insan/ortam/diger varlik kalsin. Ben nasilsa uyum saglarim dusuncesi var. Buraya alistim cok rahat bir sekilde; ama artik donup de Turkiye sartlariyla tekrar yuzlesmek istemiyorum. Kim ister ki? Ben oyle asiri milliyetci biri degilim "ille de ulkem olsun" diyemiyorum. Neden deyim ki? Ulkemde mutlu olamiyorsam bir sorun var demektir...

Bekliyorum efendim, az umut kalmis icimde Amerika ile ilgili, onlarinda buyuk bir kismini gerceklestirip donmek umidim var ulkeme. Turkiye icin daha buyuk umutlarim var su anda; o kadar buyukler ki varliklarini su anda bile hissedebiliyorum. Insallah Allah yolumu acik eder...

Daha bir yalnizligi sever oldum, daha hassas oldum, daha seviye ozlem icindeyim...