Blog ile aldığım kararlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blog ile aldığım kararlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ocak 2018 Pazartesi

Birlikte Nice 10 Senelere

 
Evet! 🎉 Her ne kadar 2009'dan önce de uzun yıllar blog yazmış ama ne yazık ki silmiş olsam da, şu anki blogumla 10. yılımı kutluyorum! 🎊 2018'e girmekle bu günleri de görmüş oldum. 2009 yılının bir ocak ayında başladığım, O, Ben ve Diğerleri isimli bloguma, geçmişimdeki defalarca söylediğim "artık yazmayacağım" şeklindeki isyanlarımı geride bırakıp yazmaya devam edeceğim.🎈

Bir yandan 2018 yılı için aklımdaki hayaller ve hedefleri düşünüp diğer yandan da geçmişimi "geçmişte" bırakmanın bir yolunu aradığım 2017 Aralık'ında, artık dur deyip blogumdaki son yazdığım birkaç üzücü yazıyı taslağa çevirmiş ve 2018 yılının açılışını bu yazımla yapma kararı aldım.

Hayatımızdaki en monoton geçen yıl olan 2017 yılını artık geride bıraktık Blog. Bunu sana yazdığım yazılarda da anlayabilirsin zaten. En az yazı yazdığım ikinci senem oldu 2017. Aslında 2015'i askerlikle geçirdiğim için saymamalıyım. Haliyle aşırı vasat bir yıl geçirdik. Keşke'ler her ne kadar çok fazla da olsa, yine bol bol şükrettiğim bir seneydi.

2017, hayatımda en fazla sinemaya gidip film izlediğim sene oldu. Aynı zamanda hayatımdaki en yalnız geçirdiğim, en kalbimi bomboş hissettiğim, en az yazı yazdığım, en az geleceğimi düşündüğüm, en az faydalı işler yaptığım vb. birçok konuda negatif bir yıl oldu benim için. AMA artık BİTTİ! 😀

2018 birçok açıdan artık kendime dur diyeceğim, taze bir başlangıç yapacağım, yeni bir hayata başlayacağım, yeni insanlarla tanışacağım, duygusal yalnızlığımı daha da çok seveceğim bir yıl olacak benim için. Hepsinden ötesinde, artık an itibariyle geçmişimdeki her hatayı tecrübeler rafına almış ve daha fazla keşke dememek için savaşıyorum.

2017 için galiba en önemli aldığım karar, geriye dönüp baktığımda, bana bir şekilde az ya da çok zarar vermiş herkesi affediyor olmam... İnsanlar tarafından kin tutmak gibi algılansa da bazen, ben genelde geçmişimdeki olayları unutamıyorum. Hele ki biri benim canımı acıttıysa bir şekilde... Ama artık geçmişimdekileri de bundan sonrakileri de tamamen affediyorum ve kendi benliğimden çıkartıp daha yüce makamlara yolluyorum. 🎭

Hayat belli ki çok zor. Ve ben daha doğru düzgün yolun başına bile geçememişken, böylesine geçmişe takılıp en dolu yaşamam gereken saniyeleri israf etmemeliyim. O yüzden bu sene başlangıcında aldığım en doğru karar olarak görüyorum bu durumu...

2018 için yapacaklarım çok belli. 22 Temmuz'u bekliyorum en basitinden. Çünkü 30 olacağım. 😀 Söylerken garipsedim bir an. Hazır 2017 en çok sinemaya gittiğim sene olmuşken, diyorum ki 2018 de en çok kitap okuduğum sene olsun. En uzun süre ideal kilomda kaldığım sene olsun. En pozitif düşündüğüm ve en iyimser olduğum sene olsun. Aklımda başka şeyler de var şu anda hepsini yazamasam da. Zira 2017'nin son 20 gününden beri düşünüyorum 2018'i.

Yine de her şeyden önce Allah bana ve aileme sağlık sıhhat versin. Devletime zeval vermesin; milletimi ve değerlerimizi yüceltsin.

Bir de 2018 en çok sana yazdığım sene olsun Blog.
💝

2 Ağustos 2013 Cuma

Budizm ve Ben?

Öncelikle, hayır, dinimi değiştirmedim. Değişiklikten hoşlanmayan biri olarak, din gibi bir inanç bütünlüğümü bozmayı sanırım en son düşünürdüm bu hayatta; ama işin güzel yanından bakalım ve biraz Budizm hakkında bilgi sahibi olalım. Neden mi? Çünkü aydınlanmak, insanın yaşadığı şu anki hayatına daha fazla değer göstermek, tüm dünyevi uğraşıların verdiği acılardan kurtulmak ve olabildiğince benliğine sahip çıkmak... Benim Budizm inancım bu şekilde en azından. Bunları İslamiyet'de bulamaz mıydım? Tabii ki bulabilirdim. Belki daha sert dille ifade edilmiş ya da belli koşullara bağlı koyularak anlatılmış hallerini bulabilirdim/bulmuştum. Bir de bu açıdan bakmak istedim. Sonuçta Budizm'in gerçek bir inanış mı yoksa felsefe mi olduğu tartışılmakta.

Birçok kavram var aslında Budizm ile ilgili. Ben tamamen inanışlarımı Budizm'e çevirmeyeceğim için, bütün kavramların üzerinde durmadım. İhtiyacım olan bazı şeyleri seçtim ve Blog'uma not almaya karar verdim.

Her şeyden önce, Budizm bir puta tapma şeklinde bir inanış değil. Her ne kadar öyleymiş gibi görünse de, aslında kişilerin sadece birer hatırlatıcı olması niyetiyle benimsedikleri şeyler olarak tanımlanabilir, çoğusunun put sandığı şeyler.

Budizm de eski bir kavram. M.Ö 500-400. yıllara dayanıyormuş mesela. Yazım için kullandığım fotoğraf ise, ilk Buda, aydınlanmış kişi, olan Siddhartha Gautama'yı temsil ediyor. Kendisi başlatmış tüm Budizm olayını. Wikipedia'nın yalancıyım ben de.

Tabii diğer inançlardan birçok şey bulunabilir Budizm içinde. Yine de bütün Budizm türlerinin belli ilkeleri var. Mesela Budizm'deki inanılan ve dört yüce gerçek diye sıralanmış maddeler şöyle:

1. gerçek : acı hayatın ve varoluşun bir parçasıdır.
2. gerçek : acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
3. gerçek : istek ve arzular bırakılırsa acılar sona erdirilebilir.
4. gerçek : acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz Aşamalı Asil Yol'dan geçer.

Bahsedilen Sekiz Aşamalı Asil Yol ise şöyle:

• Gerçek Bilgi
• Doğru Zihniyet
• Doğru Söz
• Doğru Davranış
• Doğru Yaşam Biçimi
• Gerçek Çaba
• Gerçek Dikkat
• Gerçek Uyanıklık

Ne kadar benziyor bunlar benim dinime yahu!

Bitmedi. Bir de önemli olduğunu düşündüğüm Budist Etikler var. Onların da önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında etiklere uymuş olarak yaşıyor olsam da 1-2 maddesinde bazen fire verebiliyorum. Bu vermeyeceğim anlamına gelmiyor; ama neden olmasın? diye sorabiliyorum kendime. Ve evet, belki de bundan sonra olabildiğince bu olgular doğrultusunda kendimi gazlayabilirim hedeflerim doğrultusunda. İşte bahsettiğim etikler:

1. Can almaktan kaçınmak (duyarlı yaşam formlarına karşı şiddetsizlik)
2. Verilmemiş olanı almaktan kaçınmak (hırsızlık yapmamak)
3. Tensel (cinsel) suistimalden kaçınmak
4. Yalandan kaçınmak (her zaman doğruyu söylemek)
5. Farkındalık kaybına yol açan sarhoş edici maddelerden (özellikle alkol ve uyuşturucular) uzak durmak
6. Yanlış saatlerde yemekten kaçınmak (yalnızca gün doğumundan öğlene kadar yemek)
7. Dans etmekten, müzik çalmaktan, mücevher takmaktan, makyaj malzemesi kullanmaktan, gösteri ve eğlencelerden kaçınmak
8. Yüksek veya lüks sandalye ve yatakları kullanmaktan kaçınmak.

Genel olarak mantıklı hepsi. Ben sanırım 5. maddeden bahsediyordum yukarıda zayıf noktam olarak. Ki 6. madde için kuşkularım var. Sonuçta ben gün doğumunda uyanmıyorum. O yüzden öğlen yediklerim, öğleden sonraya sarkabilir şu durumda, değil mi? Ki zaten şahsen akşam 7-8'den sonra herhangi bir şey yemeğe karşı biriyim genel anlamda.

İşte bu kadar. Benimseyeceğim kavramları sıralamış oldum. Ah bir de masamın üstünde bunları bana hatırlatması için küçük bir put belirledim; ama yazımın ciddiyetini bozmaması adına paylaşmamalıyım.

Aydınlığa doğru gidelim Blog. Tutun bana bebeğim!

Dipnot: Nasıl, artık çevremdeki kimseye ruh halimi, dertlerimi, özetle yaşadığım sorunları ve mutluluklarımı paylaşmadığım gibi, artık Blog'uma da aktarmayı düşünmüyorum. Buna kullandığım diğer sosyal zımbırtılar da dahil.

Ben iyiyim. Unut gitsin...

12 Mart 2012 Pazartesi

Buyrun, Yalnızlık?

Hatırlıyor musun en son önemsendiğin, sevildiğin, o başka türden heyecanlandığın zamanı? Hatırlıyor musun en son ne zaman o "kelebekleri" hissettiğini? Ne zaman birini kendinden çok düşündüğünü ya da "o da beni düşünüyor mudur" diye heyecanlara kapıldığını?.. Sen neyi hatırlıyorsun peki bununla ilgili?


~~~~~~~~~~~~~~


Bahar mı geldi duygularına? Nedir bu içindeki çocuksu heyecan? Güneş daha mı erken doğuyor gamzelerine? Yoksa yine mi yangınlar var dünyaların derdini yaşayan, o küçük kalbinde?

~~~~~~~~~~~~~~

Kimse bilemez, anlayamaz ya da duyamaz hissettiklerimi. Ben ki dışımda bir güneş, içimde bir bulut... Ben ki yenik düşmüş çığlara gebe, bilinmez diyarlara yolcu. 

Yine bahar geliyor be Blog. Yine bir kışı daha geride bıraktık senin. Yine saçmalıkların yaşandığı bir yol kaldı geride. Ama yine de güzeldi. Cana gelmeyeceğine, duygulara gelsin, dedik seninle. Ve sustuk birlikte çoğu zaman. Ben konuşmaya çalıştıkça sen de konuştun, farkındasın değil mi?

Haklısın, ben kendimle daha huzurluyum. Ben, hala biri tarafından hakedilmemiş duygulara sahibim içimde. Bekliyoruz işte, yazılıyorsun. İnan çoğu kelimeyi hangi duyguyla yazdığımı ben bile bilmiyorum. O kadar fazla ki hissettiklerim, o kadar çok, yoğun ve anlamlı ki. Şu yaşımda fazlaca yaşadığımı düşünüyorum.

Her 4 ayda bir kendime bir söz veriyorum, yeni bir başlangıç yapıyorum çoğu şeyde, yeni bir ben oluşturmaya çalışıyorum. Ve yine o dört aydan birine denk geldim... Bu sefer ne kadar dayanabilirim bilmiyorum; ama bu sefer sanırım daha farklı olacak. Çünkü çok yorulmuş bir başlangıç var içimde. Çok farklı bir başlangıç var.

Yine saçma sapan şeylerin temizliğini yaptım. Bu sefer, hayatımı düzene sokana kadar uzak kalacağım, sözüne gerçek güvenimi vereceğime inanıyorum. Bu sefer izin vermiyorum hiçbir kalbe, düşünceye, duyguya. Hakedilmediği sürece sessizliğimle konuşmaya çalışıyorum herkesle. Gerçek bencilliği oynamaya çalışacağım bu sefer. Elimden geldiğince nefret edeceğim. Sevgi kelimesi sadece içimdeki huzuru sağlamak adına olacak. Ve hakettiğim zamandaki halime bakıp anlayacağım doğru yer/doğru zaman/doğru kişi olduğunu.

Şimdi o sessizliğe merhaba diyelim Blog, ne dersin?

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Reset tusuma bastim yine!

Bir onceki yazimda bloguma bir soru sormustum, blogum bana direkt cevap vermek yerine, dolayli olarak bir kac seyi degistirmemi, eski halime donmemi, aslinda benim yine her seyi fazla abarttigimi vs. bir kac farkedemedigim, sonradan farkettigim seyleri soyledi. Dinledim ve hak verdim tabiki. Bir sure dertlestim kendisiyle ve ikimizde bir cok karar aldik bu sefer. Bana yardimci olacagini soyledi, bu kararlari gerceklestirebilmem konusunda... Mutlu oldum. <3

Hakliydi o da. Ben iki hafta suren bir seye, iliski dememeliydim. Istedigi kadar, ici istedigim hayallerle dolu olsa bile. Kendimi kandirdigimi soyledi blogum. Bu yuzden hakliydi.

Aldigimiz yiginla karar oldu; ama belli bir sure zarfinda bir kismini uygulama karari aldik. Bunlardan birkacini soyle siralayabilirim:

  • 1 aydir hic kola icmedigim icin beni tebrik etti blogum, bundan sonra da diger gazli icecekleri de icmeme karari aldik. Gazli iceceklere HAYIR!
  • Burger King ve McDonald's... Son hamburgerimi bugun yedim Damla ile. Bundan sonra, uzgunum, baskalari sizi zengin edecek.
  • Saat 19:00'dan sonra, yemek, ivir-zivir vb. kalorili seyleri yemek, YASAK! Yasssaaak! Meyveler her zaman buyurabilir...
  • Kitap okumaya devam ediyoruz. Seviyorum ben okumayi ve yazmayi. O yuzden munkun oldugunca okuma savasina girismeliyim. Ah bunun mevzusunu yaptigim icin kotu hissediyorum, hem de cok.
  • Yemek yemekle ilgili bir suru karar aldik goruldugu uzere. Mumkun oldugunca acili, tuzlu, yagli ve kuru, gereksiz yiyeceklerden gun boyunca uzak duruyor, geceleri ruyada gormeye izin veriyoruz.
  • Kimseyi sevmiyoruz. Asik olmuyoruz. O konularla ilgili hayal kurmuyoruz. Yeni arkadaslar ediniyoruz devamli. En cok da bu maddede karar kildik. <3
Bunlari onumuzdeki 1 ay boyunca gerceklestirmeyi dusunuyorum. Bir kismini yapabildigim icin, karar alirken blogumla, rahat yapabilecegim seyleri onemsedim. Boyle bir sonuc cikti ortaya. Hepsinde basariya ulasinca ki ulasabilecegim seyler bunlar, yeni kararlar alacagiz blogumla.


Bunlarla birlikte 2-3 gundur, 4-5 sene once nette tanisip; surekli yazistigim ve arada gorustugum bayan arkadasimi misafir etmekteydim. Guzel, eglenceli ve mutlu gunler gecirdik. Konustuk, dertlestik... iyi oldu. Hala daha konusabildigimiz icin mutluyum ben.

Kendimi sevdigim zamanlarima dondum tekrar.

Iyi geceler blog.
Seni seviyorum!