1 Temmuz tarihinde işe döndüm sevgili Blog. Aylar sonra yaşadığım yalnızlıktan sonra bir anda insan içine çıkıyor olmak, bu korona döneminde epey garip geliyor. Zira kimsede bir "korona" havası yok...
Günler aşırı yorgun geçiyor. Hem fiziksel hem ruhsal... Yine de 1 Temmuz öncesi olsun, şimdi olsun, böyle arada ısrarla beni düşünüp nasıl olduğumu soran birkaç kişinin varlığı hayatıma az da olsa renk katıyor. Keşke uzağımda olmasalar. Görüşemeyeceğim kadar uzaktalar; ama olsun. Bir tanesi ısrarla saatlerce derdimi dinliyor. Ki ben de elimden geldiğince onun sorunlarına farklı bakış açılarıyla yaklaşmasına yardımcı oluyorum. Bazen hiçbir faydası olmasa bile konuşmak iyi geliyor. Belki de uzağımda oldukları için böyle uzun uzun dinliyorlar dertlerimi. Yakınlarımdakileri sanırım boğuyorum sorunlarımla konuşarak. Başka bir durum gelmiyor çünkü aklıma.
Ay sonuna doğru doğum günüm var. Biraz daha yaşlanıyorum. Çoğu zaman içim hala 20'lerimde olsa da, resmiyette 32'yi göreceğim. O kadar yorgunum ki buna ne sevinebiliyorum ne de üzülebiliyorum. Yeni ve son model bir iPhone ancak doğum günümü daha etkileyici kılardı galiba. 😅
Birkaç güne, bugün satın aldığım Türk kahvesi makinem gelecek. Artık annem, babam ve ben orta şekerli kahvelerimizi hızlı, pratik ve bol köpüklü şekilde içebileceğiz. Her ne kadar insanlar bu tip şeyleri çeyizlerine alsa da, ikimiz de öyle bir hayatımın olamayacağını biliyoruz Blog...
Yorgun olduğumdan bahsetmiştim değil mi? Yavaştan yatsam iyi olacak...