9 Aralık 2025 Salı

Bir Senenin Sonu

Yaz ayından beri yazdığım yazıları hep sildim Blog. Bir süre uzak kalıp kafamda bazı şeyleri netleştirmeyi denedim. Tam başarabildim mi emin değilim; ama en azından denedim diyebilirim. Bu konuda bana yardımcı olmaya çalışan eski bir arkadaşım da az çok destek oldu. Konu duygular olunca fazla dağılabiliyorum diğer insanlardan ziyade. Ya da kendimi bir anda salabiliyorum diyeyim, daha öz eleştiri moduna girecek olursam.

Yazın "evet, ben artık sevilmiyorum" deyip kendi kendime bitirdiğim bir ilişki geçti hayatımdan son 4 sene içinde. Hiç de neden diye sorulmadığında daha da emin oldum; ama şu anda anlıyorum ki ben aslında hiç sevilmemişim. Bunun bir benzerini çok önceden yaşamıştım. O zaman kendime "Arif herhalde bu sana ders olmuştur. Şu gözlerin kör olmasın biriyle birlikteyken" demiştim; ama gönül ferman dinlememiş olacak ki aynı hatayı yapmışım. Çok uzun uzadıya girmeyeceğim bu sefer bu konuya. Sevilmemişim özetle. Yarın bir gün "sevgi vardır, zamanla biter" gibi saçmalıklarla gelmez kimse umarım bana. Ona ben alışkanlık diyorum. Birine alışırsınız öyle gider, bir süre sonra sıkılırsınız. Ben de tıpkı öyle biri oldum o kişi için. 4 yıl boyunca arkadaştan ve bazı şeylerden öte biri değildim o kişi için. Bunu, bu geçen zaman zarfında daha iyi anladım. O da muhtemelen, ya bu zaten işsiz güçsüz, hastalıkları olan biri, hazır silmiş atmışken hem de tüm arkadaşlarımı da silmişken, boş vereyim gitsin, demiştir.

3 sene boyunca çok sevdim ben. Bunu dile getirmedim diye bile soğutuldum. Son 1 senede n'olduysa tek sorumlusu O'dur.

Her ilişkiden sonra kendimi uzaklaştırıyorum o dünyadan. Yaşım 37. Hala işsizim. Sağlığım için uğraşıyorum. Ve bakıyorum, zaman öyle ya da böyle geçiyor. Ben neden harcanıyorum ki böyle?.. Belki de uzaklaşmamalıyım. Bitti deyip geçmeliyim. Ve evet 2025 senesi de bitiyor. Belki 2026 daha güzel ve gerçek şeyler getirir...

19 Haziran 2025 Perşembe

Yaz Geldi

Şu yaz aylarında aşırı terleme hastalığımdan çektiğim eziyeti anlamayan ve hayatının keyfini çıkarırken benden birileri anlayış, empati ya da artık ne diyorsanız, onu bekliyor ya... sinir oluyorum. Şu anda bile hava kısmen esiyor camdan, aşırı sıcak değil; ama nem yüksek olmalı ki ellerim terli halde ve ben bilgisayarımın başında azıcık rahatlamak adına içimi sana döküyorum Blog. Çünkü ne olursa olsun dönüm dolaşıp geldiğim ve sesini çıkarmadan beni dinleyen bir tek sen varsın.

Alışkanlarım var yıllardır Blog. Üniversiteden beri alışkanlıklarımın altında ezilip durdum hep. Bana mutluluk katacağını düşündüğüm, alışkanlık olduğunu bile anlamadan seneler geçirdiğim an'ları, kişileri bırakamamış; böyle kendimi bağımlı hale getirmişim. Oysa ki sen nefes alırken öksürdüğün sürece etki'n olmuş hep o alışkanlıklara. Şimdi böyle şarjım bitmiş gibi Blog. Hani ömrü tükenen tekrar şarj edilebilir pil gibi düşün...

Kendime geçen aylardan beri DEHB teşhisi(!) koymuştum. Hatta doktora gidecektim, derken epilepsi hastası da olduğum için, alabileceğim ekstra bir ilaçla tüm dünyamı altüst etmek istemediğime karar verdim. Öylece kaldı. Ve tekrar yapılacaklar listesi oluşturup o listelere uymamaya devam ettim. Pazartesi diyetlerinden bahsetmeme gerek yoktur galiba Blog?

Instagram profilime pek bakmıyorum Blog. Senin için oluşturduğum bir sayfam var. Oradan sağlıkla ilgili şeylere bakıyorum sadece. Hiç böyle sahte ya da sırf mutlu anlarını paylaşan insanları çekecek bir ruh halim yok. Hele böyle "beni kendinize ya da birine yamayın" dercesine yüz fotoğrafını paylaşanlar var. Aman aman...

Geçen günlerde yalnız başıma bir İstanbul çıkarması yaptım. Hatta Levi's'daki indirimi de kaçırmadım. Epeydir Mavi Jeans'den kurtulmak istiyordum; ama Levi's sağ olsun fiyatlarını hep iki katı yukarıda tutuyordu. O gün sırf vapura bineyim, az deniz havası alayım diye Üsküdar'a geçtim, oradan Eminönü... Yine de gitmem lazım. Neyse, karpuz kesmiştim, onu yiyeyim ben. Sana da şu şarkıyı bırakıyorum sevgili Blogum;

30 Mayıs 2025 Cuma

Yalnız Bırakıldım

Yalnız bırakıldım Blog. Kendi kendimi yalnız bıraktım. Düşüncelerimi, duygularımı... hele ki hayatımı yıllardır yalnız bırakıyorum. Sadece kendimi suçlamayacağım. Bunun tek suçlusu ben değilim; ama en büyük suçlusu benim. Hala daha devam ediyorum hayatımı yalnız bırakmaya. Hastalıklarımı ekledim, yığınla gerekli gereksiz insanı ekledim. Hepsi ayrı ayrı yordular. Şimdi hangi biri kaldı? Hangi birini tutuyorum ya da tutmaya istekliyim? Seni de yalnız bıraktım, evet. Baksana 2025 senesi nasıl başladı ve nasıl devam ediyor... İnsanlardan çok şey beklemedim bence. Verdiklerimden fazlasını beklemedim. Kiminden ilgi bekledim, kiminden biraz samimiyet... Beklentiler yordu yani çoğunlukla; ama onlar da büyük beklentiler değildi. Hayatımdaki neyi büyük bir şekilde "beklenti" sınıfına alabilirim, bilmiyorum.

37 yaşıma girmeme 2 ay kaldı. 2025 yılı için o meşhur yengeç burcu oluşumun tüm şansını galiba sene başında tükettim. Kendime bir tanı koydum. Onun üzerine yoğunlaşmaya karar verdim. Çünkü bu sürekli plan yapıp uymayışlarım, yeterli azmi bir türlü üretemiyor oluşum... var yani bir şeyler.

Japonya'ya gitmek istiyordum biriyle Blog geçtiğimiz günlere kadar... Bir heves 2-3 aydır içimde Japonya hevesi oluştu. Aslında son ülke gezme hayalim İrlanda idi. Hala daha öyle; ama hazır Japonya vize vs. istemezken gitme hevesi dürttü. Çünkü çok farklı bir kültür. Yani en uzak gittiğim yer Amerika. Orada pek Japonya gibi farklı bir değişiklik var diyemem Türkler için. Neyse, arkadaşım, o bana her ne kadar direkt bu şekilde söylemese de, tur ya da bireysel gitmek bile gereksiz lüks geldiği için, vazgeçti. Ben de tek gidemedim. Kendi başıma her şey dahil bir turla gitsem şu anda 150-200 bin çıkacak cebimden. Çok da birikimim yok malum. Çalışmıyor olmama rağmen, hevesli biri olan bana, hadi gidelim Arif, deseydi gidecektim.

Öyle işte Blog. Sanki böyle her geçen gün daha da yalnız bırakılıyorum birçok konuda. Hak etmediğimi düşünüyorum bu kadarını anlayacağın. Bu arada domain masrafın çıktı geçen gün. 400₺.

Seni yalnız bırakmamalıyım Blog. Bir tek senden beklentim yok. Olsa da elinden ne kadar şey geldiğini bildiğim için seni ayrı bir yere koyuyorum. Daha da önemlisi, bana en iyi gelenlerdensin.

Bu gece keşfettiğim bir şarkıcının şarkısını bırakayım şuraya: