13 Mart 2010 Cumartesi

Ben ozumden vazgecmem...

Agliyorum yine. Biliyorum sasirilacak bir sey degil bu benim icin. Sasirilmasi gereken kisim su ki o da yine birini sevdim ben. Evet ne kadar Amerika'daki durumdan ders almis olmam gerekse de Litvanya'da da ayni ben yasadigi icin su vakitler, ayni durumlardan dert yanma olasiligim %100 oluyor.

Nasil becerdim, nasil tanistim, neler hissettim de boyle oldum anlamiyorum. Ben ki oncekilerden ders alip; hatta ustune koca 6-7 ayimi ziyan edip; alttan 6 tane ders birakmami da bahane edip; bu sevme-sevilme durumlarindan sonsuz uzakliga firlamis olmam gerekirdi. Tam kendimi duzeltim, derken, bu seyi yasadim 2 hafta icinde. Ve su anda aglayip da acilmis bir halim var. Ve goruyorsunuz ki yine bloguma dondum. Zaten boyle durumlarda bir Allah bir de blogum yanimda. Baska kimse degil... 

1 aydir Vilnius'dayim. Ve hala daha alismaya calisir bir vaziyetteyim. Diger avrupa ulkelerinin herhangi birinde bulunmadigim icin kiyaslama yapamiyorum; ama burasi icin Avrupa'yi yansitir bir tarafinin olmadigini soyluyorlar genelde. Konustugum Litvanyalilar da benzer dusuncedeler. Yine de mutlu Erasmus anlarim, Turkiye'yi ve Turklukle ilgili her seyi ozleme durumlarim en yuksek seviyede. Eglence, yeni seyler ogrenme, diger ulkelerden insanlarla konusma, ders de var icinde, her seyi yasiyorum burada. Dert yapmak icin tek sey, maddi anlamda sorun yasiyor olmaniz olur. Baska bir sey degil...

Sunu anladim: Turkler kadar anlamli bakan, anlamli konusan, duygusal ve icten, degerlerine ve hislerine bagli, hic bir millet yok! Bunu Amerika'da ve Avrupa'nin bir kosesinde bulunan ve insanlariyla ic ice gelmis biri olarak soyluyorum... Ne Turkle ne de Turksuz gibi bir durum mevcut bende. Bu gecirdigim her bir dakikada, Turk ve Musluman oldugum icin kendimle gurur duyuyorum ve ayni zamanda da mutlu oluyorum bu histen dolayi... Bir yandan Litvanyalilarin soguklugu, Fransizlarin kendini begenmisligi, Polonyali ve Ceklilerin fesat bakislari; diger yandan Portekizlilerin hayati bira bardaginda gecirme hayalleri... beni milletimden ve kulturumden gurur duymami sagliyor. Harika bir kulturumuz var! Ve emin olun, Avrupa cokmus durumda, her anlamda. Ve Turkiye'nin ayni sonu yasamasini istemiyorum. Insallah yozlasmayiz onlar gibi...

Kendime asigim ve bir o kadar da nefret ediyorum kendimden! Plan yapip onlara uyamayisimdan, her seyi kafaya takip; ince ayrintisina kadar dusunuyor olmamdan, her anlamda bireysel yasamaya calisma arzumdan... vb bazi huylarimdan nefret ediyorum. Ve ben duzeltmeye calistikca her sey daha da zitlasiyor! Bu da ayri bir mesele... Turkiye'ye dondugumde yapacagim ilk seylerden biri psikolojik destek almak olacak. Bir tek bu kaldi yapmadigim cunku...

Yazmayi seviyorum. Kendimi kelimelerle anlatmaya bayiliyorum adeta. Beni mutlu ettigi icin sanirim...

Dipnot: Ben hala sevilecek ve cok degerli seyleri paylasilabilecek kadar iyi bir kisi olarak goruyorum kendimi. Bu inancimi kaybettigim an biterim ben. Ama cok mutluyum ki hala ilk gunki kadar buna inaniyorum. Ve benimle ilgili butun guzel seylere ragmen; bana katlanamayip benden kolayca vazgecenlere sesleniyorum: Y'all are just a loser, sorry...

1 yorum:

  1. Merhaba.

    Son eklediğin iki yazıyı şimdi okudum.Yazdıkların, daha doğrusu gözlemlerin üzdü beni."İnşallah biz de onlar gibi yozlaşmayız." demişsin ama yozlaşıyoruz maalesef.Hala durumu kurtaracak kadar düzgün insan var etrafta ama bu büyük bir hızla yozlaştığımız gerçeğini değiştirmiyor.Sadece kültürel anlamda değil; psikolojik anlamda da...İnsanlar artık birbirini kaale bile almıyor.Büyük bir vurdumduymazlık..
    Gerçeklerle yüzleşmek pek iyi olmadı sabah sabah. :)
    Sana kolaylıklar dilerim. Takipteyim.Acı da olsa gözlemlerini okumak için.. :)

    YanıtlaSil