13 Temmuz 2013 Cumartesi

Uyan

Kalk, uyan artık! diye bağrışmalar duydum,
Kulaklarımı sağır eden bir yakarış, belki bir çağrıydı.
Uyku, en iyi günümden daha da tatlı geliyordu o an,
İçimdeki üzgün soneye kulak verdim tüm umarsızlığımla.

Daha şiddetli duymaya başladım sesini.
Sanki "savaş bitti artık, geri dön" der gibiydi.
Kim uyanmak isterdi ki kaybedilmiş bir savaşa?
Daha sıkı sarıldım yastığıma tüm vazgeçmişliğimle.

Ağlama sesleri duydum, dayanamadım,
İçimdeki yangına karşı gelemedim.
"Söyle, dinliyorum" demek istedim bir anda.
Uyandım, gözlerimi açtım ve boşluğa bıraktım tüm korkularımı.

Aynada kendime baktım, saçlarıma, biraz da dudaklarıma...
Çok şey söylemek istedim kendime, yapamadım.

Biraz duruldum, sonra konuştum:
Islak gözlerimle rastladım tekrar sana, doğum günüme 9 gün kala...
Ne ben söyleyebildim ne sen dinleyebildin bugüne kadar.
Sustuk hep, vazgeçtik hep, kırıldık hep...
En kötüsünü yaşadık yıllarca: Yanıldık hep.

Doğum günüme az kaldı Blog. Ellerim titriyor. Bir sona daha yaklaşıyorum. Belki yeni bir başlangıç, belki daha da kötü bir son... Geçen seneki doğum günüme benzer bir sona yaklaşıyorum biraz. Belki böylesi daha iyidir Blog. Hayat bana duygularımdan vazgeçene kadar işkence edecek. Sanırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder