23 Eylül 2014 Salı

Ve Sonbahar...

Hoş geldin sonbahar. Bütün yaz boyunca seni bekliyordum. Serinliğini, renksiz gibi görünen ama aslında daha koyu renkleri gösteren hallerini, yağmurlarını, getirdiğin koyu bulutları, insanların üzerinde yarattığın kötümser ve negatif etkini... Seni bekliyordum, çünkü benim dünyamla bütünleşen ikinci mevsimsin. Beni anlayan, bana nefes aldıran, beni umutlandıran tek mevsimsin diğer bakımdan. Çünkü peşinden kış geliyor. Korkmayacağım ve rahatça yaşayabileceğim bir mevsimin habercisisin adeta. Hoş geldin o yüzden.

Benim de içime sonbahar geldi Blog. Yine yapraklarımın döküldüğü, renklerimin koyulaştığı, ruhumun daraldığı bir sonbahar geldi her şeyime. Yağmur yağıyor fırtınalı şekilde tam sol yanımda. Üst taraflar zaten hep yağmurdan kaçan insanların oluşturduğu kalabalık gibi. İçimde durum böyleyken, dışımda bir o kadar yalnız devam ediyorum hayatıma. Çok değer verdiğim ve aynı değeri gördüğümü zannederek kendimi uzunca bir zaman avuttuğum birini kaybettikten sonra hele daha da hissediliyor içimdeki sonbahar. Ve her anımda kendini hissettiren yalnızlığım.

Ailenin önemini tartışacak değilim. Hiçbir zaman da tartışmadım kimseyle. Çünkü değişmeyecek bir durum: Aile önemlidir. Peki neden insanlar sevdikleri birini ailesi gibi görmekte zorlanıyor? Ya da biri bana bunu açıklayabilir mi: Neden ben ailem gibi görebilirken, başkaları ailesi deyince beni geri plana atabiliyor? Sence bu ikiyüzlülük mü yoksa bencillik mi Blog? Ya da boş verelim. Nasılsa yüzüncü kez de konuşulsa değişmeyecek insanların düşünceleri ya da değer yargıları.

Aile, her zaman önemli midir peki? Gerçekten, en zor anında yanında olabilir mi? Her düşünceni, her duygunu destekler mi aileler? Peki ya kimse anlamazsa, ailen anlar mı en azından seni? Böyle sorunca da ailenin de belli bir yere kadar önemi oluyor değil mi Blog?..

Kapatıyorum kendimi yavaş yavaş. Kasım'dan itibaren uzun bir zaman olmayacağım hiçbir yerde, hiçbir şekilde. Belki alışacağım şeyler arasına, sevmemeyi, birine ihtiyaç duymamayı, ailemden başkasını görmemeyi sokabilirim o uzak olduğum zaman zarfında. Belki öyle daha az düşünen biri olurum. Peki bana yazık olmaz mı Blog? Zaten içten davranan o kadar az insan varken bu rengarenk(!) dünyada, benim de zamana karışıp yokulup gitmeme yazık olmaz mı? Ya da bunu da boş verelim. Zaten benim bu konudaki mutluluğum kimin umrunda.

Hayattan ve insanlardan çok şey istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Bilmem kaç kere dile getirdim. Sanırım artık ne hayattan ne de insanlardan hiçbir şey beklemez oldum. Vur deyince biraz öldüren bir yapım var konu duygular olunca. Bu halimden pişmanlık duymadım hiç. Umarım yaşamam da öyle bir pişmanlığı. Ama biri üzünce, en çok üzülen de ben oluyorum.

Yine susup köşeme çekilmek düşüyor bana. Sesim kısılana kadar bağırsam da duyulmuyor sesim çünkü.

Not: Deniz Seki'nin İz albümü en sonunda piyasaya sürüldü. Bir şarkısı çok hoşuma gitti. Biraz sanki umut aşılar gibi. Şarkıyı dinlemek için tıklayabilirsin.

Deniz Seki - Değerindesin şarkı sözleri

Bazen anlatacak şey bulamazsın ki,
Bazen de kendi kendine kızar durursun.
Elinden hiçbir şey gelmez olur,
Ne doğru ne yanlış o zaman görürsün.
Elinden hiçbir şey gelmez olur,
Araya araya buldum sanırsın.

Kısacık bir ömrün hikayesi,
Topla çıkar böl hep aynı sayısı.
Kalbin iyiyse, cennet burası,
Tanrı isterse gelir gerisi.

Üzülme, üzülme. Çünkü değerindesin.
Şu anda hikayenin tam orta yerindesin.

Nerde, nerde, canımın yarısı.
Dermanı ağır, ben ödedim, hevesin kıyısı.

Üzülme, üzülme. Çünkü değerindesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder