3 Mart 2017 Cuma

Hassasiyet

Sevgili Blog,

Bugün...

Böyle yazıya mı başlanır ya? İnsanlara, Blog yazıyorum ben arada, dediğimde yüzüme bakıp "hehehe ne yazıyon, sevgili günnük bugün hava çok gözeldi" diye espiri yapıyorlar. Normalde tepkim epey büyük olurdu ama sustum. Ne gerek var? Blog yazdığımı bile bile beni sevdiğini söyleyip açıp okumayan, okuduğu için meraktan neden okuyorsun diye sorduğumda bana, sanki onunla sevgili olacakmışım da bunun önüne geçmek için açık açık set çeken insanlar olduktan sonra ne yapayım ben gereksiz birine tepki verip. Vermiyorum o yüzden.

Vermeyeceğim de.

Yıllardır yazıyorum Blog. Ahan da görüyorsun. Sence bir gün oldu mu "hadi beni birileri okusun, gidip kendime yorum arkadaşı bulayım, bir şeyler yapayım" diye? Eskiden Instagram, Twitter falan yoktu. O zamanlar blog yazanların bir kısmının tek derdi egolarını şişirmek için yazdıklarına yorum yapılmasını, paylaşılmasını sağlamaktı. Şimdi geçti tabii o işler. Şimdinin blog yazarları da "ayh işte nerede o eski bloggerlar" diyor. Lan?

Benim blog yazmamın iki sebebi var. Bunlardan biri kısmen de olsa deşarj olmam, diğeri de bir gün cidden bana değer veren biri olursa geçmişime dönüp bakması içindir. Yoksa ben çoktan geçtim, yazılarım sayesinde birinin bana ulaşmasından. Anlatabildim mi benimle dalga geçen ve blogumun adresini bile soramayan ya da beni sevdiğini söyleyen ama blogumu hiç okumamış olan ve diğerleri?..

Neyse.

Geçen hafta, sırf kendimi dışarı çıkarmak adına bir etkinlik olması ve insan içine çıkmam için Sinemia üyeliğine başvurdum 1 aylık. Kampanya vardı Blog. Yalan değil. Zaten epeydir de istiyordum, ama pek sinema salonunda film izleme kültürüm olmadığı ve çalışmadığım için elimdeki parayı idareli kullanmam gerektiğinden ötürü imrenerek bakıyordum. Velhasıl, 50 TL'ye benim de Sinemia üyeliğim oldu. Ve geçen haftadan bugüne tam 4 filme gittim. Daha gideceğim filmler de var. Üyeliğimin parasını çoktan çıkardım tabii, ama yine de bazen daha uzaktaki sinema salonlarına gitmem gerektiği için, git gel, bir şeyler ye falan derken bazen harcamam oluyor; ama işin daha da güzel yanı var: Artık yalnızlığımdan daha çok keyif almaya başladım Blog. Mecburen. Ben ki dışarıda yalnız gezmekten, yeyip içmekten, bir şeyler yapmaktan hoşlanmayan, istemeyen ve sıkılan kişiyken, şimdi yanıma aldığım küçük IKEA poşetine koyduğum çerezimle İstanbul'un bir ucundaki sinema salonuna gidip tek başıma film izliyorum. En son izlediğim filmde, yanıma birer çift oturdu hatta. Sağımdaki sevgilisinin omzuna, solumdaki de sevgilisinin omzuna koydu başını öyle izlediler filmlerini. Ben de işte, saf saf...

Neyse boş ver Blog. Aslında yazmak istediğim öyle çok şey var ki. Olur da bir gün biri hepsini okumak isterse, bir kısmını kendi yaşamış olacağı için, okurken sıkılmasın diye yazmıyorum. 😊

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder