9 Nisan 2020 Perşembe

Pes Etmek ya da Vazgeçmek

Aynı anda kusmayı, kahkaha atmayı, ağlamayı ve küfretmeyi istiyorum Blog. Nedenini uzun uzun anlatmama gerek yok nasılsa, bildiğin her şeyi, karmakarışık şekilde yaşadığımı ve hissettiğimi düşün. Geçen senelerde en çok kullandığım kelime vardı ya hani " yorulmak" onu kullanmayacağım bu sefer. Çünkü yetersiz kalır...

Sanırım bugün kalbim kırıldı. Ondan sanırım bu ağlama isteği. Kedi gördüm 3-4 tane ve onları besleyen bir hayvansever. Bir de arada gördüğüm bir kedi var karşı binanın orta katlarında camdan etrafı izleyip güneşle ısınan. Kahkaha atma isteğimi buna yoruyorum; çünkü kediler... Geçen sene sonunda tanıştığım biri bana bu kedi sevgimle ilgili kalp kırıcı bir şeyler demişti sinirlenip. O geldi aklıma. Neyse. Küfretme isteğimi bugün bana "biraz mesafeli durabilir misiniz beyefendi?" diyen yanımdaki müşteriye borçluyum. Embesilsin. Yüzüne diyemedim. Hem sıramı almana hem de sorumsuz tepkine o an yanımda annem var diye belki de bir şey diyemediğim için de kendime kızıyorum. Kusma hissine gelirsek, bunları bugün yaşamış olmam ve hala daha etkisinde oluyor oluşuma bağlıyorum. Bir de bu saf halime.

Ne yapsam acaba, insanların iyisine kötüsüne bakmadan, hepsine karşı gaddar mı olsam? Yalnız başına yaşayan, depresif bir yaşlı mı olurum ilerde acaba? Kesinlikle bir kedim olur. Aha da buraya yazıyorum!

Yorulmadım anlayacağın. Böyle birikmiş yığınla şey var içimde. Bir tane Allah'ın kuluna yapışıp, yalandan da olsa sevildiğimi sanıp hepsini unutmaya çalışıyorum her tanıştığım kişide. Yok ama. Olmuyor Blog. Çok mu şey istiyorum yahu? Sanırım o kişilerin istediklerini veremiyorum bazı konularda. O yüzden. Yoksa eli yüzü düzgün normal biriyim ben de. Neden bana yıllardır Blog yazdırıyor ki insanlar? Neden yani?

Son 10 aydır yaşadığım ve hayatın bana dibine kadar öğrettiği şeylerden birini daha da benimser oldum: Az'la yetinmek. Sosyal çevre, maddi gelir, alınan nefes, fiziksel ve ruhsal sağlık... Bir süredir duygusal anlamda da kimseyi aramaz haldeyim. Zaten buldum sandığım kişiler başka beklentilere yöneliyorlar ya da aramaya devam ediyorlar. Savaşacak gücüm olmadığını belirtmişimdir muhtemelen önceki yazılarımda. O yüzden sıra bir sonraki seviyeye geldi: Kabullenme.

Evet, pes ediyorum. Şu anki sahip olduğum her şeyi kabul ediyorum. Hak etmediğimi düşünsem de çoğunu, kabul ediyorum. Savaşmıyorum. Savaşamıyorum. Tekim kendi yolumda. Ve emeği geçenlere de teşekkürlerimi sunuyorum. Bu hale tabi ki kendi başıma gelmedim. Şimdi her zamanki gibi, yine beni yalnız bırakabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder