Son günlerde Mabel Matiz'in Harbiye konserlerinde söylediği şarkıları dinliyorum. O atmosferde olmak güzel olurdu diyorum tabii içimden. Yine de iyi kötü epey keyif veriyor dinlemesi bu şekilde de olsa.
Bir de geçen gün başıma gelen bir vurgun olayına üzülüyorum. Ya da seviniyorum mu diyeyim, bilemiyorum. Üzülüyorum; çünkü benim gibi dikkatli ve bu tip konulardaki biri bile nasıl bu kadar da kandı bir anda ve kayba uğradı, anlayamadım. Seviniyorum; çünkü zamanında O'nunla bir şeyler yaparız diye banka kampanyalarının peşinde koşturduğum bir miktar para vardı. Bana "sende kalsın, sen çok uğraştın onun için" vs. demişti. Aslında göndermeye niyetliydim hep. Notlarımda duruyordu hala ne kadar olduğu bile. Belli ki gönülden dememiş bunu ya da ayrıldıktan sonra içinde kalmış olacak ki o paranın benden bir şekilde çıkmasına sebep olmuş. Yani anlayacağın bana da nasip olmadı. Buraları okuyor olsaydı "bende hiçbir şeyin kalmadı, rahat edebilirsin" dememe gerek kalmazdı...
Eski iş arkadaşımın sevgilisi sordu bir de O'nu, Starbucks'da denk gelmiştim. 3-4 ay oluyor koptuk biz, dedim. Üzüldü ve "siz çok iyiydiniz, enerjiniz, renkleriniz çok uyumluydu" dedi. Ben de "öyleydik; ama ben son 1 senede O'nun için, O'nun kitaplarından ve diğer arkadaşlarından hatta iş arkadaşlarından bile geriye düşmüştüm. Kaldıramadım ve sessizce ayrıldım. O'nun da işine geldi bu ayrılış, sesini de çıkarmadı" dedim. Ben böyle deyince onun dediği şeyler ağır geldi. Dedi ki "sen '80'lerde yaşıyorsun ilişkileri; ama artık öyle değil. Herkesin birbiri için bir kotası var. Onu doldurunca bitiyor o ilişki." Gözlerim doldu, sonra toparlanıp kalktım kursa gidiyorum bahanesiyle... Öyleymiş. Ben ne olursa olsun yanında olurdum, dedim içimden. Şimdi de ne safmışım diyorum. Geriye bakınca sevdiğim dediğim kişiler için hep veren taraf olmaya çalıştım. Sanırım yanlış yaptım, birçok şeyi yaptığım gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder