17 Mart 2009 Salı

Silip atamadığım...

Uykumdan, yarına gereken termodinamik sorusunu çözmekten, interneti müzik indirmek için kullanmaktan fedakarlık edip; buraya bir iki kelime not düşmek istedim gecenin 00:54'ünde...

Kulağımda bilgisayarımdan uzanan, eski Sertab şarkılarıyla süslenmiş tuhaf, içimi acıtan, ağlatan, hissettiren, özleten, hayal kurduran... daha yığınla duyguyu depreştiren bir ses var... Bak gördün mü, bugün hayatının en iş peşinde koşturan günlerinden birini yaşadın Arif! Bunu da denedin, buna da ulaştın, başardın! Hızlı yaşamayı keşfettin... Kalbinin çığlıklarını bastırdı mı Arif? Yine boş yollarda kaldın, yine gürültünün içinde kayboldun... Bak ne kaldı elinde? Sildin herkesi, her şeyi... Belki yararına oldu, gerçeği ve sahteyi gördün, bildin, ayırt ettin! Yalnız kaldın. İstediğin buydu değil mi? Pişman mısın?..

Değilim! Yok, hayır, gerçekten pişman değilim. Kendi başıma hareket edemeyen biriydim ben. Bunu %67 yendim. Geriye kalanı da yurt dışında tamamlamayı düşünüyorum. Allah nasip ederse; yazın Amerika'da, seneye 2. dönem de Vilnius, Litvanya'da olacağım. Başaracağıma inanıyorum. İnan blog yazmayalı çok şey yaşadım, çok şeyi tartıştım içimde. Çözüme ulaşamadığım konular oldu elbette; ama gördüm ki ben bir tek 'ben'mişim. Benmişim meğer beni 'ben' yapan. Farklıymışım; bunu keşfettim. Artık kendimi ikinci plana atmamayı öğrendim. Artık sürekli konuşup; mesafeyi kısaltmaya çalışmıyorum. Bekliyorum karşıdan, bir çağrı, bir mesaj, bir mektup, bir göz kırpış... Bir ses bekliyorum belki de... Beklentilerimi kaybetmedim blog! Onlarsız olamayacağımı anladım. Her şeyi çıkarmaya çalıştım hayatımdan, başardım da; ama umutlarımı silip atamadım blog... Hala ilk zamanlarımdaki gibiymişim meğer. Bunu sessiz kalınca anladım. Hani ben eskisi gibi olmayı istiyordum ya hep. Meğer hiç değişmemişim ben. Bunu gördüm, sessizliğimde...

Mutluyum bu yüzden. Hala içimde ilk zamanların kalp atış hızı mevcut. Tek sorun ilk zamanlarımdaki gibi insanların çevremde ol(a)mayışı.

Yine de bekliyorum, sonsuz olmasa bile, beni bir an olsun rahatlatacak mutluluğu. Sanırım en çok da "seni seviyorum" demeyi özledim...

(*)

2 yorum:

  1. umutlar bi gün kapını çalır sabahın en hoş vaktinde...bir rüzgar eşliğinde yarına uzanır...her şey gönlünce olur...ve yalnızlık çoğalır içinde....daha güçlü oluruz....

    YanıtlaSil
  2. Ne fayda beklemek; geçen zamanı durdurabilmek kadar imkansız hayat.

    YanıtlaSil