23 Mayıs 2010 Pazar

Paris* // Madrid // Barselona

* Gittim bu sehre... Dunyada, az da olsa, bulunmam gereken tek tuk birkac onemli noktada gezdim, kaldim, dolastim, havasini soludum, insanlarini izledim, mutlu oldum, hayal kurdum... ozetle yasadim. Paris aralarinda, hep gitmeyi istedigim, ayri bir yeri olan, guzel bir sehir olarak kalmisti benligimde. Asklarin sehri, pahaliligin sehri, ihtisamin sehri, guzelliklerin sehri... ve daha bir cok sifatla tanimliyor kendini benim icimde. Bu sekildeyken gidip gorup, hakli oldugumu hissederek yasamak kadar guzeli yok. Paris hep orada; ama ben neredeyim ki ona gideyim?.. Erasmus vs. zimbirtilarini firsat bilip, onceki blogumda da bahsettigim uzere, hayalini kurdugum bu sehre gittim. 3 gun 2 gece kaldim. Gormem gereken yerleri, sokak ve caddeleri gordum. Insanlarini anlamaya calistim. Ve tamamiyle hayran kaldim. Keske orada yasayabilseydim dedim. Cok ozel bir yer hala daha icimde. Ve Fransizlar oyle herkesin bahsettigi turden insanlar degil. Gayet yardimsever ve "Ingilizce" bilen insanlar. Her ulkedeki insanlar kadar iste... Ozetle Paris'e asik oldum.

6 gun gecirdim toplam gezimde bu sefer. 3 bayan ve 2 erkek Turk olarak gezdik, eglendik, tartistik... yani seyahate ciktik. Sonuc olarak mutlu olduk her seyden. Herkes kendine gore bir hayranlikla yorumladi gezip gordugu yerleri; ama ben hayalimdeki yere odaklanmistim tamamiyle.

Madrid ve Barselona, aslinda sanirim neredeyse butun Ispanya, bana Turklerle ilgili seyleri hatirlatti. Cok yakin hissettim birden onlari kendime; ama Avrupa Birligi kavramini sorgulamama neden oldu bu 2 sehir benim icimde... Turkiye'nin, bir kez daha, Avrupa Birligi icinde olmasi gerektigini hissettim. Madrid baskent havasini korur gibiydi; ama bizim Ankara gibi degil tabiki. Barselona ise, deniz kenarinde olmasi nedeniyle ve bircok guzel mekani barindirmasi nedeniyle ayri bir guzellige sahip bana gore. Ispanya da guzeldi. Begendim ben.

Gezerken ne kadar sehri anlamaya ve kavramaya calissam da icimde bir yerlerde hayal kuran Arif, moduma devam ettim her bir adimimda. Amerika'dan sonra her gittigim sokakta, kafede ya da herhangi bir yerde, karsima cikabilecek X kisisini arar oldu gozlerim. O kadar inanmisimki artik ancak bu sekilde bulabilecegime, her seyi pembe gorur oldum sanki(!)..

Simdi yine Vilnius'a donmus, odasinda bloguna birkac not dusen, yorgun, yapmasi gerekenleri dusunmeye calisan bir Arif var.Yarin farkli bir gun olacak, buna inaniyorum. Daha iyi, daha positif, daha guzel, daha verimli bir gun olarak. Ve yarindan sonraki her gun, bir onceki gune nazaran daha guzel gececek... Oyle hissediyorum su anda, her ne kadar sol ayagimin agrisini fazlaca hissediyor olsamda...

2 yorum:

  1. kardeşim inanıorum ki o aradığın insan tamda bu şekilde bir an çıkacak karşına, ve çıktığında işte bu o insan diyeceksin. Birde çektiğin güzel resimleri paylaşsan bende gezmiş kadar olurum bekliyorum :) Kocaman öptümm

    YanıtlaSil
  2. Bakalim hayat ne gosterecek. :/ Himm aslinda guzel olabilir resim paylasma durumu. Ekleyebilirim sanirim. :))

    YanıtlaSil