28 Mart 2022 Pazartesi

Vazgeçiş

Tam sana yazmak için hazırlanmıştım ki bir mail geldi. Kısmen beklediğim; ama okuyunca üzüleceğimi bildiğim için gelmesini de istemediğim bir mail. 1 saatim, yaşadığım pişmanlıkları tekrar hatırlayarak, bunların bana nasıl sonuçlar doğurduğunu okuyarak ve kabullenişimin verdiği ağırlıkla o maile cevap vererek geçti...

Bugün değişik bir gündü Blog. Zorunlu olarak ayrıldığım yıllık izni iptal edip işe gittim. Ne yazık ki patronum yarın gelecekmiş. Ben de bir başka ofis arkadaşıma aktarmam gereken tüm bilgileri aktardım ve son görevimi de tamamlamış oldum. Yarın patronumla da vedalaşıp resmi olarak işsizliğime geçeceğim. Hiç öyle 2 hafta yalandan izin yapıp sonra dönüp başka bir kararın stresini yaşayacak halde değilim. Annemin bile "ne yaptınız barıştınız mı?" diye sorduğu bir gün oldu bugün. Demem o ki, iyi değilim. Tek sevindiğim ve gözlerimi dolduran şey, şirketin asıl patronunun herkese hurma dağıtışı, gidip elini öpüp ona sarılmam... Bana da nasipmiş hurmasından almak. Şu birkaç gündür her sarıldığımda ağlama ihtimalimin %80 olduğunu hesaba katarsak, asıl patrona sarılırken gözlerimin dolmasından dolayı bana işi kastederek "noldu yahu yapamadın mı?" deyişi, benimse "yapamadım galiba Bülent Bey" deyişim... Neyse ki tuttum kendimi, helallik aldım çekildim kenara. Yarın da kendi patronumla konuşup bitiriyorum.

Keşke sana detaylıca her şeyi yazabilsem işimle ilgili. Çünkü şu anda o kadar yalnızım ki. Bana evrenin hem duygusal hem maddi olarak gösterdiği, "Evet Arif. Hayatın bu artık. Ve bu senin ikinci bir "öküz gibisin" denmesi durumun. Şimdi artık bir dur deyip bu sefer aynı hataları yapmadan yürüme, hatta koşma zamanın" durumdan ibaret. Çünkü bu akşam anladığım kadarıyla, bundan sonra yalnızım Blog. Yine senle ben kaldık. Ağlayarak uyanmalarım ve gözümdeki seğirme de geçerse bizden iyisi yok. Kuzenim sağ elimle tutup 11 kere salavat getirmemi söyledi; ama henüz işe yaramadı ne yazık ki.

Bence ben de mutluluğu hak etmiyorum Blog. Ben de diğerleri gibiyim. Eğreti duruyor bende de düzgün ve mutlu giden bir ilişki. Olmuyormuş demek ki beceremiyormuşum. Sürekli "zarar" veriyormuşum karşımdakilere. Mutluyum diye kendimi kandırıyormuşum, karşımdaki mutsuzken aslında. Beceremiyormuşum, evet. Bu ve daha başkalarını da işittiğim için artık kabullenişim bu şekilde benim de. Ben iyisi mi bir daha gerçekten bulaşmayayım hiçbir şeye. Eskiden olduğu gibi, geceleri kurup da uykuya daldığım hayallerde kalsın mutlu ilişkilerim. Tek zararım kendime olur böylece. Ya da tek masum şey olarak onu yaşatmış olurum içimde.

Sanırım benden bekleneni yapacağım. İnsanları üzmemek, rahatsız etmemek, yormamak, sevmeleri için zorlamamak için vazgeçeceğim. Zaten bunları yapan biriysem vazgeçmiyor oluşumun da bir anlamı yok galiba Blog. Çünkü ben daha fazlası için güçlü değilim galiba. Benim kalbim ne kadar yorgunmuş meğer. Bunu öyle derinden hissettim ki bu akşam. 

Şu anda öyle çok yatağıma girip ağlamak istiyorum ki. Ağlarken uyuyakalırım belki.

3 yorum:

  1. Kelin merhemi olsa başına sürermiş sevgili blogger. Bazen kendimle ilgili problemlerimde hayal kurmaktan başka beni sarıp sarmalayan sakinleştiren bir şey bulamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, bir keresinde hayal kurmanın, özellikle uyurken, zararlı olduğunu okumuştum; ama o dönemde de faydalı olduğu için bile bile devam etmiştim. Şimdilerde ne ruh haline geçtim hiç bilmiyorum. Yine de böyle arada gelip buraya 2-3 kelime yazmak bana farklı bir rahatlama sağlıyor 😕 Bu arada özel olarak ilettiğin mesajla ilgili minik bir inceleme yaptım. Pek sıcak gelmedi gibi diyeyim, o yüzden devamını getiremedim. Tavsiye için teşekkür ediyorum; ama sendeki ilerleyişini de merak etmiyor değilim. Umarım beklentini karşılar. 🙈

      Sil
    2. Hayal kurmak benim tek dayanağımdı... 🙁 Burası bana da iyi geliyor. Tanıdık bir şeyler. Geçmiş. Korunaklı yuva. Safe zone. Konfor alanı ne denirse artık. İhtiyaçlarımız dönem dönem değişiyor. Benim bahsettiğim sanırım yeni mezunların olduğu bir platformdu. Belki de asıl ihtiyacın olan çok başka bir şeydir. Beni sorarsan bir şeyler yoluna giriyor gibi ama açık olan bir pencereyi kapatamıyormuşsun gibi düşün. Yani naparsam yapayım duvarlarına rüzgar vurmaya ve içimi üşümeye devam ediyor. Ama mevsimlerde bir süreçtir. Ve mevsimin dönmesi de zaman alır. Senin iklimin hep yağmurlu ve rüzgarlı değil illaki bahar havası da pencerelerden geçecek diye avutuyorum kendimi. E çıkmadık candan da umut kesilmiyor 😅

      Sil