4 Şubat 2009 Çarşamba

Ankara...

Ankara... İstanbul'dan ne farkın var biliyor musun? Otobuslerinde akbil kullanımı yok. Onun dışında sen de İstanbul gibisin. Belki yolların -başkent olduğundan ötürü olacak- daha düzgün, daha bakımlı; ama sen de İstanbul kadar kalabalık ve garipsin. Nedendir bilmem, sana da çok ısındı kanım bu sefer. Böyle daha mantıklı geldin Ankara bana. İstanbul ile kıyasladım sanırım seni. Daha sevecen geldin, büyük şehir olarak tabi... Yoksa benim ikinize de garezim var!

----------------

Bugün Kızılay'da idim. Ne işin vardı dersin şimdi! Vardı. İşim de vardı orda bir arkadaşım da vardı. Gittim. Gitmeliydim. Çünkü görmeliydim kalabalık bir topluluğun nasıl olduğunu, görmeliydim arkadaşımı... Çok sıkılıyorum evde. Yani sürekli bilgisayar başında olmak çok kötü bir şey... Kopamıyorum da. Çünkü kurmuşum burada kendime bir hayat. Asosyal değilim aslında, gayet sosyal bir insanım, çoğu konuda; ama internet ve bilgisayar ortamı çok farklı yapıyor insanı, düşüncelerini, duygularını...

Kızılay'da idim, bir ara adını şimdi unuttuğum caddelere geçtim. Daha sonra kumpir yedim. Sonra 3E isimli kafe-bar tarzı bir yerde portakal suyu isimli portakal tadında bir şey içtim. Tabi bunları tek başıma yapmadım ki tek başıma yapmam imkansız, en azından şimdilik... Bir arkadaşımla dolaştım. Benden biriyle dolaştım, ben gibi biri. Yani tam ben gibi değil de işte. Öyle karışık.

-----------------

Hayat çok acımaz blog. Yani acımasız tarafları geliyor bana. Biliyorum daha da kötü durumları var; ama ufak ufak, sürekli bir şekilde karşılaşmaktansa, bir seferde kurtulmak daha iyi değil mi o kaderin pis oyunundan? Bu aralar halime şükretmeyen bir insan oldum nedense... 3 gün kaldı okula dönmeye. Bak demiştim sana, 1 hafta 1-2 gün gibi geçer diye. Geçti bitti bile...

Nedense bugün yine Hande Yener (eski şarkıları) ile uçtuk.

Hayırdır inşallah maşallah...

3 yorum:

  1. Ya bu yazıyı okurken senin şizofren olduğun izlenimi aldım. :D
    "Tabi bunları tek başıma yapmadım ki tek başıma yapmam imkansız, en azından şimdilik... Bir arkadaşımla dolaştım. Benden biriyle dolaştım, ben gibi biri. Yani tam ben gibi değil de işte. Öyle karışık."
    demişsin.Ordan çıkardı ama değilsindir heralde. :P
    Bu arada ben İstanbul'u seviyorum. :)

    YanıtlaSil
  2. Yok henüz şizofren olacak kadar zeki değilim sanırım. :))

    Ben de seviyorum aslında; ama çaktırma. Yüz vermiyorum pek; çünkü çok yüz bulunca kötü yanlarını gösteriyor bana. :} Aramızda bir şizo varsa o kesinlikle İstanbul'dur. Ankara'da onun kankasıdır. :D

    YanıtlaSil
  3. Çok doğru tespit..Ve çok zekice. Tebrikler. :) İstanbul kesinlikle şizofren. :D

    YanıtlaSil